Türk Milliyetçiliği görüşü toplumsal anlamda kurtuluş reçetesi olarak ne kadar kabul gördüğünü tespit etmeyi deneyin. Bakalım karşınıza hangi acı gerçek çıkacak

Türk Milliyetçiliği hareketini dışarıdan gözlemleyen, mazimizi ve halimizi, fikir ve ideallerimizi , nihai hedefimizi çok iyi bilen, geçmişten bugüne kadar bütün kurumlarımızı tanıyan birisinin yerine kendinizi koyarak Türk Milliyetçiliği hareketinin son dönemlerine bir göz atın.

-Milliyetçi hareket bünyesinde cereyan eden bölünme ve çalkantılardan, ayrıca derinliği kaybolan ve slogan seviyesine inmiş sığlıktan başka ne görebileceksiniz acaba?

- Türk Milliyetçiliği dünya görüşünün toplumsal anlamda bir kurtuluş reçetesi olarak ne kadar kabul gördüğünü tespit etmeyi bir deneyin. Bakalım karşınıza hangi acı gerçek çıkacak. Şu anda bir umut haline dönüşmüş ve arzu edilen görüşlerimiz var mı ?

- Eğer görüş açınız sadece particilik ile sınırlı değilse, eğer sosyal hayatın her alanında da Türk Milliyetçiliği Dünya görüşüne dair emareler olması gerektiğine inanıyorsanız lütfen Türk Milliyetçiliği hareketinin konumlandığı durumu dışarıdan birisiymiş gibi gözlemleyin.

Kafası çalışan birisinin varacağı sonuç şudur:

. Sosyal Medya da boy gösteren ve fakat gerçek hayatta ortada görünmeyen yığınla etkisiz Milliyetçi.

. Dışlanmış, sahipsiz ve sesi duyulmayan binlerce kanaat önderi.

. Birbirine çemkiren, birbirini döven ve hatta öldürmeye kalkan sözde Milliyetçiler.

. On veya onbir ayrı Parti ile iktidar olmaya çalışan bölünmüş siyasi particikler.!

. Sadece hayatta olduklarını bildiğimiz Akademisyen ve bürokratlarımız.

. Ayakta zor duran iş adamlarımız..

. Olmayan sanatçılarımız, olmayan güçlü yazarlarımız..

. Olmayan işçi sendikalarımız, elimizden çıkan meslek örgütlerimiz.

. Alttan insan yetiştirmek çabasını örselenmiş bir yapı.

Bütün bunların dışında Türk Milliyetçiliği hareketine dair çok ciddi ve anlamlı bir veri yoktur.

Yani, Türk Milliyetçilerinin gündemi ile Türkiye'nin gündemi arasında kayda değer bir paralellik göremezsiniz.

Teorik ve soyut manada varız. Pratikte somut manada yokuz.

Milliyetçilik duygusu yok edilemez bir fıtri duygudur. Ama güçlü teşkilatlanma yoksa, milliyetçi duygular somut kazanımlara dönüşemez.

Türkiye gerçekleri bizim gündemimize başka şekillere dönüşerek giriyor. Kavram kargaşası içinde bocalıyoruz.

Ülke gerçeklerinden habersiz bir Milliyetçi camia var.

Geçmiş yılların deneyimli kadroları dağıtıldığı için memleket meselelerini izah edecek kaynaklardan da yoksun haldeyiz.

Dış politikada Türk Milliyetçilerinin öngörüleri nelerdir mesela?

Milli Eğitim konusunda biz ne düşünüyoruz.?

Ülke ekonomisi nereye doğru evriliyor? vs vs..

Milliyetçi bakış açısıyla değerlendirme yapan kaç kişi var?

Demem o ki; birikmiş çok meselemiz var.

Felaket tellalı gibi anlaşılmak istemem. Lakin Ülkemizin meseleleri karşısında yok gibiyiz.

Siyasi boyutta hızla çözülme ve çürüme evresini yaşıyor gibiyiz.

Çözüm ise gayet basit. BİRLEŞMEK.

Makul bir zeminde buluşup birleşmek.

Türk Milliyetçiliği adına adım atan herkesin aynı zamanda bir bütünsellik kaygısı da taşıması gerekir.

Milliyetçilik iddiasında olup aynı zamanda paramparça görüntü veren bir anlayış ne kadar milliyetçidir?

Sonuç: Türk Milliyetçiliği Davası siyasi particilik yönüyle iflas etmiştir.

Ancak, fikir ve düşünce yönüyle hala varlığını koruyor.

Gelin günlük politik kavgalar dışında güçlü bir STK kuralım.

Sessiz ve hareketsiz kalarak durumu kabullenmek yerine fikri cephede güç oluşturalım.

Türkiye'nin bütün meselelerine Türk Milliyetçiliği Dünya görüşü perspektifinden müdahil olalım.

Son söz: Yoklarımızı ve eksiklerimizi bulursak bir varlık ortaya koyabiliriz.