Her olay her hadise kendi mecrasında ve yaşandığı zamana göre değerlendirilmelidir.

Eğer yaşanmış olaylar, yaşanmış hadiseleri o günün şartlarını, o günün durumlarını gözetmeden, o gün bu olaylar neden, nasıl, niçin olmuştur diyerek iyi analiz etmeden yaşadığımız bu güne bu zamana göre yorumlarsak büyük hata etmiş oluruz ki: zaman zaman bu hataları maalesef yapıyoruz.

Ülkemizi yöneten ve yönetmeye aday parti yetkilileri bir oy için bu gibi hadiseleri zaman zaman gündeme getiriyorlar. Bundan 60 yıl 70 yıl önce yaşanmış hadiseleri o günün koşullarını, o günün şartlarını düşünmeden bu günlere taşımak hiç kimseye fayda getirmez. Fayda getirmediği gibi o günkü olayları yaşananları kaşımaksa sadece bu ülkeye zarar vermekten öteye gitmez diyorum.

Nihayet Ergenekon, Balyoz gibi dava son buldu. Türk adaleti böyle bir örgüt yok diyerek kararını verip son noktayı koydu. Geçmişte yaşanan olayları sık sık gündeme getirmek sadece günümüzde yaşanan olayların üzerini örtmekten öteye gitmez.

60-70 yıl önce yaşananları sık sık gündeme taşıyanlara diyorum ki: Peygamber ocağı olarak gördüğümüz ve milletimizin tek güvendiği ordumuza kurulan bu kumpasa şimdi ne diyecekler. O gün bu tezgahlar kurulurken vatansever subaylar bir bir hapse atılırken kimler ne söyledi kimler neler yazdı bunları bir bir hatırlıyorlar mı acaba?

60-70 yıl önce yaşananları gündeme getirenler bugün yaşananlar şimdi ne diyorlar yada kendilerini nasıl savunacaklar merak etmiyor değilim. Bin yıllık bir devletin kozmik odasına girenlere ses etmeyenler, ben vatan haini olmadım olmamda diyerek ve ben bu suçlamayla yaşayamam diyerek intihar edenlere, cezaevlerinde haksız yere tutuklanıp ta cezaevinde vefat edenlere, şerefle onurla taşıdıkları üniformaları elinden alınan vatansever subaylar şimdi ne diyecek ve ne söyleyecekler merak etmiyor değilim.

Hele hele o günlerde: Tv, Tv dolaşıp bu kahraman subaylara edep ve hayâdan yoksun bir şekilde eleştirinin ötesinde hakaret edenler şimdi aynaya bakıp kendi yüzlerini görünce ne düşünüyorlar ne diyorlar. Merak etmiyor değilim. Tüm bu yaşananlara bakarak diyorum ki: geçmişi kaşıyarak bir yere varılmaz. Sizler bugün yaşananların hesabını görmeden hala geçmişe takılı kalırsanız bundan en büyük zararı bu necip millet görür.

Devleti yönetenler ve yönetmeye aday olanlarda birer bireylerdir. Bireylerde mutlaka hata yaparlar, yanlışlarda yaparlar. Hatadan, yanlıştan dönmekse büyük erdemliktir. Geçmişi kaşıyarak değil, dünü unutarak değil, tüm bu yaşananlardan dersler çıkararak yarınları kurmaya çalışmalıyız.

Buradan ülkemizi şuan yöneten ve yönetmeye aday tüm siyasi parti yetkililerine sesleniyorum: BİZİM BİZDEN BAŞKA DOSTUMUZ YOKTUR.

Bu güzel cennet vatanda bizler neyi paylaşamıyoruz ki. Sizler hep beraber ayrıştırıcı ötekileştirici dili değil de daima birleştirici bütünleştirici ve kucaklayıcı dili kullanın. Dedim ya bizim bizden başka dostumuz yok.

DİYORUMKİ: Gelin Canlar bir olalım. Yar olalım, Yaren olalım El ele, Gönül gönüle tek yürek olarak.