1910 yılında Japon istilasına uğrayan Koreliler bu işğale karşı tıpkı Türkiyedeki gibi Kuvaı Milliye benzeri direniş örgütlerini kurup mücadeleye başlarken yine Mustafa Kemal'in Amasya genelgesine benzeyen bir bağımsızlık bildirgesini Koreli aydınlar 1 Mart 1919'da yayınlamışlardı .
1950-1953 yılları arasında süren Kore Savaşı’ülkeyi ikiye bölmüş özellikle , Güney Kore yakılıp yıkılmış ve dünyanın en fakir ülkelerinden biri haline gelmişti.
1960 Türkiye'de darbe olmuştu. Bizim darbecilerin ekonomi poliitikaları yoktu. 1961 yılında ise Güney Kore'de General Park Chung-Hee askeri darbeyle Güney Kore yönetimine el koydu. O, 1946 yılında İkinci Dünya Savaşı galiplerinin Koreyi bölme politikalarına karşı geldiği için tutuklanmıştı.
1960'lı yıllarda hem Türkiye hem Kore planlı ekonomiye geçti.
Güney Kore Han Nehri Mucizesi olarak adlandırılan büyük kalkınma hamlesine girişti.İthalat odaklı sanayileşmeden İhracat odaklı sanayileşmeye girişti. Yeni köy politikalarıyla (Saemaul Hareketi) köy hayatını canlandırmaya çalıştı. Köylünün kalkınması üretime güçlü girmesi için her türlü katkıyı sağlamaya başladı.
Devlet destekli ihracatı desteklemeyi milli politikası haline getirdi. . Kore halkının aklına zihnine milliyetçiliğin Kore yerli malını kullanmak, korumak, üretimini yapmak, ve bunu ihraç etmek olduğu inancını yerleştirdi.
1980'lerde Türk ekonomisinin kaptanı Turgut Özal olmuştu. Kore kalkınmasının tam tersi poliitiklar yürüttü. Köylüyü yok eden kararlar aldı. İthalat özellikle yabancı siğara ithalatıyla yüzbinlerce tütün üreticisinin köyünü terk etmesine neden olacak süreci başlattı. Et kombinalarını devre dışı bırakarak Türkiye hayvan üreticiliğine ağır darbeler indirdi.
Özelleştirmeyle Şeker Fabirkalarının satışı sürecini başlatan fikirleriyle Türkiyenin şehirlerini üretimden uzak kitlelerin yığını haline getirdi.
Güney Kore Dünya piyasalarına kendi milli otomobilini sürerken Özal kendi yerli otomobil üreticilerine"teneke üretiyorsunuz" diyerek yerli milli özel sanayinin temeline kibrit suyu döktü..İthal lüks araba ithalartını yoğunlaştırdı.
Güney Kore 20 milliyar dolar zarar eden ancak ödediği vergiler bunun kat kat üstünde olan Hundai şirketinin ayakta kalması için destek verdi. Güney Kore devlet güvencesiyle yurtdışında çalışan Korelilerin tasarruflarını yerli üretime teşvik edip devlet kefilli sanayiler kurarken özellikle 28 Şubat sürecinde yurtdışındaki işçilerin kurduğu işletmeleri Türkiye yönetiminde o gün etkin olanlar, bu işletmeleri n ideolojik ayrımlara göre sınıflayıp bazılarını mürteci olarak ilan edip batmalarını sağladı.