Dostluk Kökle toprağın yaprakla çiceğin meyvesidir, Dostluk Yanar dağdan fışkıran lavların doruk noktasıdır. Dostluk dallara goncadır, Dostluk Sırattan incedir, Dostluk her şeyden öncedir.
İnsan insanın aynasıdır derler ya hani sahiden de öyle. Dostlar bu aynanın sırlı tarafı gibi temsil ederler sizi. Boşuna dememişler. Bana dostunu söyle sana kim olduğunu söyleyeyim diye. Ayna tüm gerçekliğinizi yansıtarak eksikliğiniz varsa size bunu kırmadan ifade eder. İşte dost dediğiniz kişi de tıpkı ayna gibi sizi size anlatandır. Başkası görmeden önce kendinize çekidüzen vermeniz için hayatınızın merkezinde olandır. Hayat boyu müttefiğiniz, ömür sahnenizdeki gül bahçenizdir.
Dikkat ederseniz dostlar sadece kara günde belli olmazlar. Asıl iyi gününüzde yanınızda olan, başarı gibi herkesi mutlu etmeyen bir olayın sonucunda, yükselmeniz için size omuz veren kişidir dost. Pergel gibi tek başlı iki bedendir tek yürekte atan. Yaşamın çekilmez durumlarında sırtınızı yaslayabileceğiniz, sizin anlatmanıza gerek kalmadan sizi fısıltınızdan bile anlayabilecek ve her konuda hiç çekinmeden yanınızda olacak bir dostunuz varsa çok şanslısınız. Çünkü dostlar avukat gibidir. Siz yokken sizin adınıza hakkınızı savunur, karşıdakine sizi haksız yere eleştirme hakkı tanımaz. Başınıza gelebilecek olası tehlikelere karşı duvar gibi dururlar ve o tehlikeleri duvara çarpmışa çevirirler.
Yanıbaşınızdakilerin duymadığı çığlığınızı en Irak mesafedeyken duyabilen,
Her gün gördüğünüz insanların bile fark etmediği yüreğinizdeki sızıyı hissedebilen,
İki can bir ruh gibi dost.
Eminim bütün dillerde güzeldir dost sözcüğü, ama iki dilde bir başka güzel çünkü içi doldurulur has duygularla ve yaşanmışlıklarıyla dostluğun.
Dost bulmalı, dostun olmalı, dostluklar kurulmalı ölümsüz.
Öyle dost olmalı ki başın sıkıştığında “hızır” gibi yetişmeli, çaresizliği literatürden silmeli varlığıyla.
Öyle olmalı ki dost seni hissetmeli, darda kaldığını yüreğinin daralması ile bilecek ve inşirah taşımalı yüreğinden yüreğine.
Dost dediğinde eminlik kavramı bitmeli yanıbaşında, hiç düşünmeden ‘sırdaşım’demeli dost en mahremiyle.
Semti değil, şehri hiç değil, ülkeleri, kıtaları aşıp gelmeli sana teselli olmaya.
Şimdi yazsan yazılmaz anlatsan anlatılmaz. Dost öyle bişey ki umutsuz bir vakaya dönüşeceğimiz anda bizi gece gece güldürmeyi başarabiliyor. Kan bağınız olmadığı halde kardeşiniz yerine koyabiliyorsunuz. Bazen kardeşinizden yakın bile olabiliyor bu dost kişisi. Niye diyecek olursanız kardeş zorunlu kardeşlik ama dost seçilmiş kardeş oluyor. İnsan gerçekten o kadar masumane bir sevgi ile seviyor ki dostunu kimseyle paylaşası gelmiyor..
O dost ki işte gülmeyi unuttuğumuz anda bize gülmeyi tekrar hatırlatabiliyor.
İnsanlar sosyal bir varlık olarak yalnız yaşayamaz. Sürekli olarak etkileşim içinde olacak birilerine ihtiyaç duyarlar. İşte bu noktada arkadaşlık insanlık için büyük bir sığınaktır. Arkadaşlık nedir sorusu her insanın sahip olduğu kültür, inanç ve yaşadığı duygusal atmosfere göre farklılık arz eder. Arkadaşlık bize verilmiş değerli bir hediyedir. Arkadaş olmak bir şeyleri paylaşmak, beraber gülmek, eğlenmek ve beraber ağlamak, üzülmektir. Arkadaşlar arasında her zaman anlayış, sevgi ve saygı olmalıdır. Tabi zaman zaman tartışmada olur. Ama sonunda illaki bir çözümü bulunur. Arkadaşlık karşılık güven demektir. Destek demektir. Arkadaş yokluğunda yerini doldurulamayandır, sevindiğinde üzüldüğünde ilk akla gelendir.
-Arkadaşlık ‘bi ara görüşelim canım’ ise dostluk ‘size geliyorum, çay koy’dur.
-Arkadaş zor gününde izlemeye, dost ise kaldırmaya gelir.
-Arkadaş başarını kıskanabilir ama dost başarınla gurur duyar.
-Gün gelir arkadaşlar yara olur ama dostlar her zaman yara bandı.
Dostluk Kökle toprağın yaprakla çiceğin meyvesidir, Dostluk Yanar dağdan fışkıran lavların doruk noktasıdır. Dostluk dallara goncadır, Dostluk Sırattan incedir, Dostluk her şeyden öncedir.
Allah Hiç kimseyi dostsuz bırakmasın.