2021 yılının sonuna geldik. Korona devrinin ikinci Yılbaşına saatler kaldı. Çağ kapatıp çağ açan bu korona devrinin belirsizliği ve sebep olduğu olumsuz gelişmeler günlük hayatımızda etkili olmaya devam ediyor. Kim bilir belki daha kötü neticelere gebe bir çağdayız da haberimiz yok.

Tabii kime sorduğunuz önemli. Galiba sermayedar tamda fırsatını yakaladık daha da büyüdük der. Orta sınıf satın alma gücümüz zayıfladı yoksullaştık der. Fakat gariban fukara sınıfı ne desin!  Zaten çıplak olarak dünyaya geldiği günden beri ekmeğinin peşinde koşuyor.

Öbür taraftan 2021 yılı, ekonomik yönden hepimize zor günler geçirtti. Hayat pahalılığı aldı başını gitti. Markete giden bir vatandaş 500 TL harcıyorken bu rakam 1500’lere çıktı. Adına isterseniz devalüasyon,  isterseniz siyasi kısır döngü deyin, isterseniz ekonomik çöküntü velhasılıkelam 2021’in özellikle orta sınıf ve fukara sınıfı için çok zor bir yıl olduğunu söyleyebiliriz.

Yılın son çeyreğinde bazı önemli gelişmelerde oldu, asgari ücret 4250 TL olarak belirlendi. Fakat sosyal güvenceden yoksun milyonlarca fukaranın durumu ne olacak konusu kamuoyunun gündemine daha girmiş değil. Özellikle fukara sınıfın çocuklu ailelerinin durumu sosyal güvenceden yoksun olduğundan korona devrinde telafisi mümkün olmayan travmalara sebep olmuştur.

Bu durum devam ederken dolar, Euro ve altın aldı başını gitti, ekonomi darmadağın oldu, araç fiyatları tavan yaptı, gayrimenkul fırladı. Altın, dolar, Euro dalgalanması bir gecede bir kesim insanı zengin etti, bir kesimi de alaşağı etti aslında.

Yüksek oranda artan döviz kurları nedeniyle Türk Lirası değer kaybetti, vatandaşın alım gücü düştü. Buna bağlı olarak TL yatırımları azalıyor, vatandaş yatırımını dövizde veya altınla değerlendiriyor.

Her ne kadar 'Kur Garantili TL Mevduat Hesabı' vb. gibi yöntemlerle TL ve döviz arasında denge oluşturulmaya çalışılıyorsa dahi, dünyanın ilk 20 büyük ekonomisi arasında olan Türkiye ekonomisinin bu korona çağında ne olacağı belirsizliği sürdürüyor. Gözüken şu ki hiçbir partinin kudreti bu ekonomiyi kısa vadede düzeltmeye ve sosyal dengeyi sağlamaya yetmez. Küresel yapı çerçevesinde su akar yatağını bulur. Eğer fukara sınıfına sosyal güvence sağlanmazsa büyük sosyal adaletsizlik birçok dengeyi altüst edecek gibi.

2022’in sağlık, huzur, barış ve kardeşliğin pekiştiği sosyal adaletin yılı olmasını dilerim.