6 Şubat depreminin üzerinden bir yıl geçti. Resmi açıklamalara göre %68.1’i yıkılan ADIYAMAN yeniden ayağa kalkmanın, yaralarını sarmanın çabası içinde.
6 Şubat depreminin üzerinden bir yıl geçti. Resmi açıklamalara göre %68.1’i yıkılan ADIYAMAN yeniden ayağa kalkmanın, yaralarını sarmanın çabası içinde. Bunun için pozitif bir ayrımcılık bekliyor.
ADIYAMAN’da evleri yıkılan depremzedelerin tamamı hala toplam alanı 21m2. olan konteynırlarda yaşıyor.
AKPARTİ Millet Vekili Resul KURT’un ADIYAMAN’daki son durumla ilgili verdiği rakamlar şöyle ;
Toplam yıkılan bina sayısı: 19.417.
İnşa halindeki konut sayıları ;
Örenli mahallesinde : 3.383,
İndere köyünde : 16.433 konut.
Toplam : 19.816 konut…
Yerinde dönüşüm için başvuru sayısı : 22 bin 448
Ruhsat verilen : 80 kişi.
•••••
Bu sayılar gösteriyor ki ADIYAMAN’da deprem sonrası işler pek de iyi gitmemiş, gitmiyor da..
Şöyle bir gerçek var ;
M.Vekilinin açıklamasına göre yıkılan bina sayısı 19.417.
Mesela her binada ortalama 2,5 bağımsız bölüm olsa bile yaklaşık 50.000 bağımsız bölüm yıkılmış ve 50.000 konuta ihtiyaç var. Oysa öyle siteler yıkıldı ki her bir blokta(binada) 36 daire vardı. Özellikle “Yeni Mahalle” mahallesinde..
Yıkılan bağımsız bölüm sayısı 50.000 olsa bile 30.000’den fazla konut açığı var.
Yerinde dönüşüm için ise 22 binden fazla başvuru olmuş ama sadece 80 kişiye ruhsat verilmiş.
Peki bu 30.000 konut açığı nasıl çözülecek? Esas sorun bu.
Bu sorunu çözmenin tek bir yolu var;
“Yiğit düştüğü yerden kalkar” misali ADIYAMAN da düştüğü yerden ayağa kalkmalıdır.
Şöyle;
Atatürk bulvarının tamamı ile, yıkılan bütün toplu konutlar(Siteler), depremden önceki eski durumuna sadık kalınarak ihale yoluyla TOKİ’ye yaptırılmalıdır. Çünkü buralarda mülk sahibi yüzlerce vatandaşın bir araya gelip bir anlaşma yolu bularak sorunu çözmesi mümkün değildir.
Yani İNDERE ve ÖRENLİ’de olduğu gibi konut maliyetlerinin %60’ı hibe, kalan %40’ı da kredi şeklinde..
Bu yöntemle konutlar çok daha ucuza mal edilecektir. Çünkü bu sitelerde yol, içme suyu, kanalizasyon, elektrik, doğalgaz vs. gibi hiçbir altyapı sorunu yoktur. Yani altyapı için 1 krş. maliyet olmayacaktır.
Ayrıca her daire sahibinin kaç nolu bağımsız bölümde olduğu belli olduğu için yine herkes kendi dairesinin sahibi olacaktır.
Malum bizim bir mahalle kültürümüz, bir konu komşu kültürümüz var. Bu yolla bu kültürümüz de korunmuş olacaktır.
Burada İllaki bir kat kısıtlaması olacaksa, yani 9 kattan 6 kata düşürülecekse;
O zaman da şöyle bir çözüm bulunabilir;
Bu tür siteler 9 katlı, her kat iki daire(4+1) ve daireler en az 180 m2.
Bu sorun da bloklar 6 katlı, her kat 3 daire(3+1) ve 120 m2. olarak çözülebilir. Böylece herkes başka yere gönderilmeden kendi sitesinde, kendi yerinde kalmış olur.
Geriye kalan yıkılmış müstakil binalar için de her bağımsız bölüm için TOKİ’nin yaptığı en ucuz bağımsız bölümün hibe ve kredi miktarı verilerek vatandaşın kendi evini yapma imkanı sağlanmalıdır.
Yanlış bir uygulama da şu;
Mesela İmar planında 9 kat inşaata uygun olan bir parsele farklı uygulama yapılıyor;
Yerinde dönüşüm için ruhsat, Çevre şehircilik müdürlüğü tarafından veriliyor ve 3 katı kesiliyor.
Ama normal olarak belediyeden ruhsat alınıp inşaat yapılmak istenirse 9 kat olarak veriliyor.
Bu anlaşılmaz bir çelişkidir. Yani yerinde dönüşüm için 9 kat tehlikeli oluyorda normal yapılınca tehlikeli olmuyor mu?
Sonra bu kat kısıtlaması niçin yapılıyor? Niçin 9 katlar 6 kata indiriliyor?
Öncelikle ADIYAMAN’da yan yana 9 katlı bir çok bina var. Bunların biri depremde yerle bir olurken diğeri sapasağlam duruyor. Neden?
Bunların teknik nedenleri ciddi bir şekilde incelenmelidir.
Yıkılan niçin yıkılmış, diğeri niçin sapasağlam kalmış?
Bu konu tamamen inşaat tekniği ile alakalıdır. Statiği, demiri, betonu, kalıbı, işçiliği projesine uygun olan binalar kolay kolay yıkılmaz.
Ayrıca yetkililer binaların daha sağlam olmasını istiyorlarsa, projeleri, 7,5 - 8 şiddetindeki depreme göre değil; 10 şiddetindeki depreme göre istesinler.
“Deprem öldürmez bina öldürür” sözü boşuna söylenmemiş. Tekniğine uygun yapılan bir binadan korkmamak lazım.
JAPON’lar “Biz depremden korkmuyoruz, bizim korkumuz TSUNAMİ.” diyorlar. Çünkü binalarını sağlam yapıyorlar.
Bütün deprem illerinde olduğu gibi ADIYAMAN’da da binlerce şehit, binlerce yaralı.. Bir anda yıkıntılar arasında kalan onbinlerce insan…
Rabbim bütün deprem şehitlerimize rahmet geride kalanlara sabır ve metanet versin