Her bilim dalının, her sanatın zaman içinde gelişmiş bir edebiyatı (literatürü) vardır. Bu din kültürü dalında da böyledir.
İnanç sahasında her deyişin, kullanılan her kavramın ifade ettiği derin anlamları vardır. Bu alanda çok zayıf olduğumuzu kabul edelim.
Söz gelimi; bir cenaze dolayıyla “Allah rahmet eylesin” dileği ile “Toprağı bol olsun” temennisini farklılığına dikkat etmeden kullanıyoruz. Kullanıyoruz ve ne kadar büyük bir yanlış yapıldığının farkında değiliz.
Kısaca konunun özü şudur: Osmanlı çok milletli ve farklı inançlardan toplumların yaşadığı bir imparatorluk olduğu için aynı şehirde, aynı mahallede bir arada yaşıyorlar ve komşuluk yapıyorlardı. Tabidir ki; komşuların bir birleriyle yakın ilişkiler vardı. Ölüsünde, doğumunda, düğününde yakın ilişki içinde idiler.
Cenaze için taziyeye gidildiğinde vefat eden Müslüman ise “Allah rahmet eylesin” denilir idi.
Eğer cenaze farklı dinden biri ise yine komşunun acısı paylaşılır ve “Toprağı bol olsun” dileğinde bulunulurdu.
Koskoca rektör vefat eden bir öğretim üyesi Müslüman için törende ve canlı yayında, merhumu överek “toprağı bol olsun” dediğinde dini edebiyat (literatür)konusunda ne kadar cahil olduğumuzu bir kere daha anladım.
Yakın çevremde de benzer olaylarla karşılaştığım için yazma gereği duydum. Çünkü birçok kişinin vefat eden annesinden, babasından, yakınlarından bahsederken rahmet dileyerek söze başlama yerine “toprağı bol olsun” diye söze başladığına defalarca şahit oldum.

Görüntünün olası içeriği: 8 kişi, Rifat Karaduman dahil, gülümseyen insanlar, oturan insanlar ve iç mekan