1990’lI yıllar Çardaklı, eyvanlı kesme taşlı şark usulü bir ev.Hanifi DÜŞMEZ’in şiir resitali ile açılışı yapıldı gittik. Bir süre sonra resim sergisi, el işler sergilendi.

NEVİN, SANAT GALERİSİ SENİN ESERİN…!
         1990’lI yıllar Çardaklı, eyvanlı kesme taşlı şark usulü bir ev.Hanifi DÜŞMEZ’in  şiir resitali ile açılışı yapıldı gittik.  Bir süre sonra resim sergisi, el işler  sergilendi. Müdire hanım nasıl buldunuz dediğinde, Bu el işlerini Kalaboynunda  evde kalmış kızlar mı İşledi?  İlkokul beşinci sınıfta bende böyle resimler yapardım.  Bir müddet sonra müdire hanım şahsi çabalarıyla  TUĞAY Komutanı  Sayın - Mehmet Tevfik BEDÜK Paşayla diyaloğa girdiğini ve galeri müdürlüğüne  seramik fırını getirdiğini gördüm. Bu fırınla da ilgili, hocam, bu putları helvadan yapında acıktığımızda yiyelim bari diye gereksiz bir espri yapmıştım . Hoca iltifatmış gibi tevazuda bulundu. Bence espri yapmıştım.  Ben cahiliye döneminde olduğumu fark etmemiştim.
      Hz. Meryem ana babasız çocuk doğurduğunu duydum inanırım Amenna ama gözlerimle görmedim. Fakat müdire hanımın binlerce sanat çocuğuna ümit kapısı olduğunu duydum,  gözlerimle gördüm.  Çünkü o puttan helvalara sanatçı ruhunun ordan yansıdığını anladım ve o cahiliye döneminden çıkıp kendime geldim, getirildim. Çarmıha değil sanata gerildim. Sanat anamın Nevin GÜLLÜOĞLU olduğunu dile getirebildim.
   Çok sert üslubu, Hep keskin kalemi olan birisi olduğum söylenmiştir. Keskin kılıç yumuşak ipeği kesmez misali kılıç iken” sanat ana “beni yumuşak ipek etti. Şöyle ki, “Öyküleri Yaşanan Urfa türkülerinden 40 tanesini derlemiştim gel bunu sahneye uyarlıyalım dedi kabul ettim. ”Hocam üç aylık bir uğraştan sonra etkinliği sahneleyecek hale getirdi. Sahnede, karşımdaki seyircilerden hiçbirini aklımın ucundan geçirmiyordum iki saat boyunca sahnede hep Nevin hoca aklımdaydı. Beğendi mi, ürktü mü, üzüldü mü takdir mi tenkit mi etti. Hep bu düşünce içinde programı bitirdim.  Farkında olmadan Şanlıurfa’ da ilk olarak tek başıma STAN-DUP  yatığımı anladım. Araştırmacılık unvanımı buradan aldım. Bu ana kadar  şımarık şer cephesi zengin çocuğu gibiydim. Birkaç gün sonra mahalli gazetenin birinde o geceyle ilgili eleştiri yazısına rastlayınca” Vay sen misin beni yazan “ diye hücuma geçtim ”TAHTA KOBOYLARIN SONU İYİ GELMEZ, SU TABANCASIYLA DÜELO EDİLMEZ” Diye cevap yazınca beni teskin eden yine Nevin hoca olmuştu. Bana; beni iyi dinle onlar senin elindeki belgeleri bilmiyorlar bilseler böyle yazmazlardı. Senin elindeki belgelere göre bildiklerini söylemeye yazmaya devam et gereksiz polemiklere girme doğrular zamanla ortaya çıkacak diyerek beni aklı selime davet etmişti. Kendi değerini bil deyince keskin kılıç Hüseyin GÜZEL yumuşak ipek haline döndü ve beni artık keskin kılıçlar kesemedi. 
       Kültür merkezi olmazsada da olur ama sanat anasız sanat galerisini tut at. Ben göğe çekilmedim , Çarmıha gerilmedim Sanat Ana sen niye çekildin, sen niye gerildin, kestim çıktım ettin. Arkanda sanat  yetimleri bıraktın hasılı NEVİN SANAT GALERİSİ SENİN ESERİN. Gerisi langur lungur bence.
         Bu gün Sanat Ana Nevin hocanın yetiştirdikleri Maydanoz gibiler,  gündüz kırparsan gece törerler. Allah Rahmet Merhamet etsin ….!            

Dipnot: Çölde Bir Vaha Nevin Güllüoğlu editör: Remzi Mızrak
               2005 tarihli kitaptan yansıma

                          Başta Dedik Yaa   …! 
                                      NEVİN, SANAT GALERİSİ, SENİN ESERİN …..!