BULUTLAR raks eder-UMMANLAR Hayret;
BORANI BİR BAŞKA-Memleketimin!
“Topraklar YOL Verir-ORMANLAR Gayret”;
HARMANI BİR BAŞKA-Memleketimin!
ZAHMETİ Yerdedir-RAHMETİ Gök’te,
Çalışır-her ferdi Kırsalda-Köşkte,
“BİR ELİ İŞ’TEDİR-BİR ELİ MEŞK’TE”;
İNSANI BİR BAŞKA-Memleketimin!
VİCDANI kamildir-KENDİ halinde,
“KUR’AN rehberidir İLMİHALİNDE,”
“ERDEMLİK BOY VERİR GÖNÜL TELİNDE”,
İMANI BİR BAŞKA-Memleketimin!
Vuslata amade-HAKK’A-sevdalı;
Hasreti insandır-hicranı dallı,
“TARİHE KÖK SALMIŞ ÇINAR!“ misal’li;
İZ’ANI BİR BAŞKA-Memleketimin..
Bilime edadır-ilme amade;
“Cahile fedadır-Cehle irade”,
“ARİFİN DİLİNDE ACI BİR BADE”;
İRFANI BİR BAŞKA-Memleketimin..
Kederde-kıvançta berk bilek olur; Direnir zalime mendirek olur,
“BULUŞUR BİR CANDA TEK YÜREK OLUR”;
Mİ’ZANI BİR BAŞKA-Memleketimin!
İçinde dört mevsim “İNSANLIK” yaşar,
Boy verir/çoğalır-Çağları aşar,
“DOSTU GIPTA EDER-DÜŞMANI ŞAŞAR”;
İMKANI BİR BAŞKA-Memleketimin!
Bahar’da çiçektir-Hazan’da kucak,
Yaz’da kor/böcektir-Ayaz’da ocak,
“KUŞATIR DÜNYAYI HEP SICAK-SICAK”,
İHSANI BİR BAŞKA-Memleketimin!
“Tek Allah-Hak Kitap-Resul’ü Ve Din;
Tek Millet-Tek Bayrak-Tek Vatan” zemin,
VURULUR “BAŞ EĞMEZ” O BAŞ’I-LAKİN;
LİSANI BİR BAŞKA-Memleketimin!
….
TÜTÜNCÜLER.. “Vali Mahmut DEMİRTAŞ’A ithaf edilmiştir..”
Eskiden;
Jandarmalar dağ başlarını,
Kolcular köşe başlarını tutardı,
Ölüm kol gezerdi-ENSELERİNDE;
“Sıtmaya razı edilirdi yürekleri!”
Tütüncülerin..
Oysa ki-Tütün!
Adıyamanlılar için;
Barıştı-Kardeşlikti-özgürlüktü,
İşti/Aştı- ekmekti, suydu-havaydı,
Var olmaktı;
Nasırlı ellerinde tarlaya kırpılan bir umuttu ,
Bebelerin ağzındaki süttü/katıktı,
Alın terlerini hasada çeviren bir yolculuktu
Hayatlarında..
Oysaki-Tütün!
Adıyamanlılar için;
Traktördü, Pulluktu, Çiftti-Çubuktu,
Oğul/kız, Gelin/güveyde dondu/şalvardı,
Düğün-dernekti, zılgıt-halaydı,
Okuldu, eğitimdi, çalışıp-üretmekti,
Uygarlığa uzanan bir ışıktı/aydınlıktı
Ufuklarında..
Narh koyup aldılar ellerinden;
“kestiler hayat damarlarını!”
Tütüncülerin..
Şimdi;
Jandarmanın yerine Polisler,
Kolcuların yerine Maliyeciler
Sokak başlarını tutuyorlar,
Ekmeğini alıyorlar ellerinden;
Karartıyorlar ufuklardaki umutlarını,
“Hayat Ve Uygarlıklarını!?”
Tütüncülerin..
(İHB/Şiir Pazarı Şiirleri/18.Ağustos.2014/DATÇA)
Not;Bu şiirimizi,”Adıyaman Tütün Üreticisine karşı serdettikleri müşfik ve insani yaklaşımlarından dolayı Adıyaman Valisi Sayın Mahmut DEMİRTAŞ’A” ithaf ettik.
(27 Mayıs/2016)İ.Halil BAYRAM..
GAVUR MAHALLESİ..
“BİZİM GAVUR MAHLESİ”
Birer-birer gittiler-Ah! O güzel insanlar;
“Yüzlerinde kaskatı bir hüzün şelalesi,
Tezgahlarda boş kaldı kırık/dökük mizanlar”;
Sessizliğe gömüldü-Sanki GAVUR MAHLESİ..
Tut ki “Masum bir elden” çizildi bu “KÖR” hatlar;
Lakin ne“SANAT” kaldı-Ne Sanatçı “HRANT’LAR”,
GÖZÜMÜZÜN ÖNÜNDE SÖNDÜ MAMUR HAYATLAR;
Bir açıldı-Bin soldu ADIYAMAN LALESİ..
Şimdi metruk ve sessiz-DEMİRCİLER ÇARŞISI;
ÇEKİÇ/KÖRÜK SESİ YOK!SUSTU HASRET ŞARKISI,
Ne “USTA” kaldı ne “İŞ”,Ne de “İNSANIN” hassı;
Bir doldu-Bin boşaldı-Sanki GAVUR MAHLESİ..
Ah! Benim garip Beldem-Kim yazdı bu kaderi;
Parsel-parsel oldun sen-Dört bir yanın Zemheri,
KOPTU HAYAT DAMARIN!HERKES OLDU SEFERİ;
Yetim Ve öksüz kaldı HISN-I MANSUR KALESİ..
Hani “ESKİ BİR NAĞME KARADAĞ’DAN” çınlar ya;
Ya “EGOP’TAN” bir Gazel, ya ”RÜŞTÜ’DEN” bir Arya,
VARSIN O NAĞME KALSIN!KULAKLARDA ANGARYA;
Bir dirildi-Bin öldü-Sanki GAVUR MAHLESİ..
Kalmadı “ADIYAMAN”! Hiç bir tadı “HAYATIN”;
“HATIRASI” kaldı –Şu “UNUTULMAZ” firkatin,
BİR UMUTTU İNSAN’DA! HAYALİN/HAKİKATİN”;
Tükendi “NEVALESİ”,boş kaldı “NİHALESİ”..
(İHB/Şiir Pazarı-Gavur Mahlesi-14 Şubat 2020/İst.)
ALINTERİ Bir Adıyaman Şiiri………
Şafak’ta yollarda açılır gözüm;
Yüzüme vurdukça ZEMHERİ Yeli,
Çalışır bedenim-tutuşur Közüm,
Silaha (KOY) veren-FİŞEK misali..
Yürür ayaklarım tutar ellerim;
Uzanır ÇÖLLERE sarar-VİSALİ,
Yerlere/Göklere sığmaz hallerim;
Nimete(DOY)veren-UŞAK misali..
Emeğe aktıkça ALNIMIN TERİ;
Rahmet ve bereket olur bedeli,
Boy verir ürünüm sarar her yeri;
İnsana (SOY) veren-KUŞAK misali..
Sebile gelince ekmeğim-aşım;
Gaipten uzanır bana-DOST ELİ,
Sanki göğe değer bu dertli başım;
Hasada (BOY)veren-BAŞAK misali;
İNSANI sardıkça emeğim/varım;
Gezinir Üstümde-bir SEBİL yeli,
O zaman serilir GÖNÜL ambarım;
Hünkara (TOY) veren-DÖŞEK misali..
Paylaştıkça NUR’A gark olur tenim;
Devinir gönlümde bir hasret seli,
Vuslata ram olur ruh-u bedenim;
Maşuka(KAY)veren-AŞIK misali..
(İHB/1.Aralık.2011/Adıyaman)