MAALESEF UMUTLARIMIZ TÜKENİYOR ! İktidarı muhalefeti, gelenekçisi-yenilikçisi fark etmeksizin aynı düşünüş biçimine sahip
MAALESEF UMUTLARIMIZ TÜKENİYOR !
İktidarı muhalefeti, gelenekçisi-yenilikçisi fark etmeksizin aynı düşünüş biçimine sahip siyaset bürokrasisi derin yoksulluk ve köklü toplumsal meselelerimiz yerine, kendi uyduruk gündemlerini "karşıtlık algısıyla" topluma dayatarak ve sadece kendi mahallelerine seslenmek suretiyle YANAŞMA DÜZENİNİ tahkim etmekteler.
Maalesef ki bu toplumsal yangına geniş kitleler kadar sözde her cephenin aydınları da yakıt taşımaya devam etmekteler.
Tam bir dayatma ve aymazlık tavrı içinde toplum ve siyaset mühendislik projelerini sahte gündemler eşliğinde ve yegane çözüm yöntemi olarak kabul ettirmek peşindeler.
Allah aşkına dikkatlice bakın, sergiledikleri ucuzluklar ve basite indirgemeci kurtarıcı çözüm yöntemleri dışında, geçmişi anlamak bakımından tarihi, bugünü anlamak ve yarını öngörmek bakımından kapsamlı okumalara ve topluma ilham verecek kavrayışlara sahipler mi?
Derin bir hüzün duygusuyla gözlemlediğimiz çıplak gerçeklik; siyaset sınıfının ele geçirdikleri konum ve statüleri kullanarak yeni kariyer planlamaları yapmak veya mevcut kariyerlerini devam ettirebilmekten ibarettir.
Çünkü aksini yapabilecek kadar, uykusuz gecelerde nitelikli ve derinlikli çalışmalar sonucu elde edilecek yetenek ve vukufiyet sahibi olmadıkları gibi, böyle bir "olgu" veya "gerekliliğin" farkında olacak bir düşünüş biçimine bile sahip değiller.
Sözde birbirine karşıt bu takımların öncelikleri; tek kurtarıcı rolleri oynayarak, kitleleri efsunlamak, siyaseti devleti ele geçirmek mekanizması olarak kullanmak ve kamu kaynakları üzerinden devr-i saadetlerini inşa ve sürdürmekle etmekle sınırlıdır.
SON SÖZ; bu paradigmaya teslim olan başta aydınlarımız, siyaset sınıfı ve geniş kitlelerin VASATLAŞMA DÜZLEMİNİ tahkim ve devam ettirmesi yüzyıllardır süren tarihi ve toplumsal sarmalımıza yol açmaktadır.
Selam ve sevgilerimle...