Ayasofya İmamı dinî bir açıklama yaptı, dindar bir siyasetçi siyasî kabul edip rahatsız oldu ve "herkes kendi işini yapmalı" dedi.

Bütün siyasetçiler cemaat ve tarikatlerin siyaset yapmasına karşıdırlar...

Sadece kendilerine destek olmak hariç...

Peki, cemaat ve tarikatler ne yapmalı?

ASLAN, KURT ve TİLKİ...

Aslan, kurt ve tilki arkadaş olmuşlar, avlanmaya karar vermişler.

Günün sonunda, bir öküz, bir keçi bir de tavşan avlamışlar...

Aslan kurda, "Şunları paylaştır da karnımızı doyuralım." demiş.

Kurt: "Sultanım, şu öküzü siz buyurun, keçi benim, tavşanda tilki kardeşin olsun." demiş...

Aslan birden kükremiş: "Bre küstah, bu nasıl adalet?" demiş.

Sonra da bir pençe darbesiyle kurdu yere sermiş...

Bu kez tilkiye dönüp demiş: "Paylaştır şu avları da yiyelim."

Tilki "Tavşan sabah kahvaltınız, öküz öğle yemeğiniz, keçi de akşam yemeğiniz olsun" demiş.

Aslan bu paylaştırmadan çok hoşlanmış ve tilkiye, bu kadar adil bir paylaştırmayı nereden öğrendiğini sormuş.

Tilki de: "Şu haddini bilmez kurdun halinden öğrendim." demiş...

Son bir kaç yılda Türkiye'de ve bölgede yaşanan olaylardan herhalde almamız gereken çok dersler olmalı...

Bazı cemaat ve tarikat mensuplarının partici gibi davranıp, fanatik siyasetcilik yaptıklarını görünce bu hikâye aklıma geldi...

Hiçbir parti ayrımı yapmadan, hiçbir kişi yada gurubu kast etmeden ifade ediyorum...

1- Siyasete balıklama dalanların nasıl, "Herşeyi kendi hesabına alan fevkalâde hâkim cereyanların" oyuncağı olduğunu gördük...

Ülkemizin, devletimizin gördüğü zarar, milletimizin çektiği sıkıntılar ortada...

Ne zaman ders alacağız?

2- Vazifesi dine hizmet olanlar siyasete girerse, dinî hakikatler siyasi propaganda malzemesi gibi görülür...

Sizin elinizde bulunan imana, Kur'an'a ve İslamiyet'e ait hakikatler bütün insanların ortak malıdır...

Siz ayrım yapmadan, herkese anlatmak, tebliğ etmek zorundasınız...

Açık cephe alırsanız, sizi kim dinler?

3- Bir partinin yan kuruluşu gibi davranır yada siyasette dini kullanırsanız, diğer bütün partilerin taraftarları dine karşı cephe alırlar...

Bu büyük bir vebal değil mi?

4- Ömür sermayesi az; lüzumlu işler ise pek çoktur...

İnsan için en büyük "dava" Allah'ın rızasından sonra, cehennemden kurtulup, "Genişliği yerler ve gökler kadar olan cennete" girmektir.

İnsanlık bu "dava"yı kaybediyor. Bunun yerini dolduracak bir mesele var mı?

5- İman, hayat ve şeriat üç mühim meseledir...

Bunların da en önemlisi, en halisi, en selametlisi, en muaffakiyetlisi en kudsisi iman hizmetidir.

Peki, bu hizmeti kim yapacak?

6- Dünya saltanatı aldatıcıdır...

Esas vazife İslam'ın hakikatlarını ve Kur'an'ın ahkâmını muhafazadır...

Esas buna çalışmak lazım değil mi?

7- Ne iktidarda, ne de muhalefette size ihtiyaç yoktur. Çünkü herkes herşeyi biliyor...

Ama bir konuda size çok ihtiyaç var:

İnsanlığın ne kadarı Müslüman?

Ben Müslüman'ım diyenlerin ne kadarı İslam'ı yaşıyor?

Mesela, Türkiye'de namaz kılma, oruç tutma, zekât verme vs. oranı yüzde kaç, İslâmî ahlak yaşanıyor mu?

Enerjinizi buna harcamanız gerekmez mi?

8- Ateizim, deizim gibi zararlı cereyanların giderek yayıldığı söyleniyor...

Bunlara siyasi kavramlarla cevap vermek ve onları siyasi bilgi ve birikim ile ikna etmek mümkün mü?

9- Sizler partiler üstü kalıp, kim yaparsa yapsın, ümmetin hayrına bir şey yapanı alkışlayıp dua etseniz...

Yine kim yaparsa yapsın yanlış yapanlara, "Bu yanlıştır." deyip, ikaz etseniz, daha sağlıklı ve daha tesirli olmaz mı?

10- Sizin de her vatandaş gibi hükümetle, vatan ve millet ile alakadar olmanız tabiidir...

Ancak bu, üç yüz altmış beş gün siyaset yapmak yerine...

Seçimde vatanın, milletin ve ümmetin hayrına olacağını düşündüğünüz bir partiye oy vermekle sınırlı kalsa yetmez mi?

11- "Siyaseti dinsizliğe alet" edenlere karşı, "siyaseti dinin inkîşâfına vesile" etmek gerekir.

Ama bunu ehl-i iman siyasetçilerin yapması daha doğru değil mı?

12- Bu siyasi çekişmeleri merak ile takip edenler, bir tarafa kalben taraftar olur. Desteklediklerinin zulümlerini, yanlışlarını, haksızlıklarını hoş görür, zulmüne şerik olur.

Bunu nasıl telafi edeceksiniz?

13- Sizler günübirlik, siyasi menfaat çatışmasından uzak dursanız...

İslam Medeniyeti'ni kurup, geleceğe taşıyacak, İmam-ı Gazali gibi, İmam-ı Rabbanî gibi, Hz. Mevlana gibi, Hz. Bediüzzaman gibi taşıyıcı sütunlar yetiştirseniz daha iyi olmaz mı?

Kısaca, herkes kendi işini yaparsa daha hayırlı ve daha faydalı olur...

Kimseye akıl vermek haddim değil, aklımdan geçenleri ifade ettim...

NOT: Şahsî olarak herkes siyasete girebilir, o yol ile ülkemize hizmet edebilir...

Ama bir şahs-ı manevî adına asla...m.k alıntı

ARKADAŞLAR BU YAZIYI NASIL YORUMLUYABİLİRİZ