1919 – 1927 Yıllarında, milli Mücadele’nin örgütlenmesi, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılması, Cumhuriyet’in ilanıyla yeni devletin kurulması ve ilkelerin oluşturulmasıyla son bulan icraatların toplandığı Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ ün geleceğe ışık tutan eseri NUTUK, geçtiğimiz günlerde Mersin İli Çamlıyayla ilçe Milli Eğitim Müdürü tarafından okullarda dağıtılmasına izin verilmeyerek yasaklanmıştı.
Yakın tarihimizin en meşakkatli ve önemli günlerinin ATATÜRK tarafından anlatıldığı 9 yıllık süreçte ki tüm hadiselerin belgesi olan büyük NUTUK’ u öğrencilere armağan etmek için milli ve manevi bir şuurla sosyal sorumluluk üstlenen Çamlıyayla Ülkü Ocaklarının yiğit evlatları, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne dağıtım izni almak için müracaat ederek başvuruda bulundular. Müdür skandal bir kararla izin vermeyerek yasakladığı NUTUK’ un dağıtımından mütevellit toplumun her kesiminden tepki alması üzerine, Milli Eğitim Bakanlığı maarif müfettişleri tarafından başlatılan soruşturma çerçevesinde, kamuoyunca istenen bir kararla görevinden alındı.
Nutuk, Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı dönemini birinci ağızdan anlattığı, Cumhuriyet tarihimiz açısından önemli teşkil eden bir eserdir. Atatürk, Nutuk ile geçmişi anlatıp aynı zamanda gelecekte olabilecek tehlike ve hataları önceden idrak edebilmek için alınacak derslerden bahsetmiş ve bizleri, necip milletini uyarmıştır.
Bugünümüzü anlamak ve geleceğimizi sağlam temeller üzerine inşa etmek için, yakın tarihimizin değişik dönemlerini incelemek ve öğrenmek zorunda olduğumuzdan dolayı tarihi okumak ve bilmek bugünü anlamak için önemlidir. Nutuk’ta anlatılan dönemin yöneticisi ve yazarı olan ATATÜRK’ ün milletimiz adına önemli olan bu eserini geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza ulaşmasına vesile olmak isteyen Ülkü Ocaklarını tebrik ve takdir ederken Çamlıyayla İlçe Milli Eğitim Müdürünü de bu sorumsuzluk içersinde ki keyfi ve ideolojik davranışından ötürü kınıyorum.
Cumhuriyetimizin ve yakın tarihimizin önemli bir vesikası niteliğinde ki NUTUK’ un sonuç bölümünü meydana getiren ATATÜRK’ ün Türk gençliğine bıraktığı emanet olan “gençliğe hitabe” ile sizleri baş başa bırakıyorum… Vesselam.
“Ey Türk gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni, bu hazineden, mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî, bedhahların olacaktır.
Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin!
Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler.
Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.
Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler.
Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr-u-zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı!
İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır!
Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asîl kanda, mevcuttur!