Geçmişten bu güne bir reklam filminde kullanıldığı için gençler arasında da moda olmuş argo bir söz vardı: “Ağzı olan konuşuyor.”
Ne yaparsan yap, nasıl yaparsan yap, birileri bir şeyler bulup söylüyor. Bundan kurtulmak mümkün değil. Bu tip iftira yada tenkitlerle karşılaştığımda bir zamanlar İlkokul Türkçe kitaplarında öğrencilerimize okuttuğumuz yazı aklıma gelir.Yazı özetle şöyleydi:
Hoca ile torunu köylerinden eşekleriyle şehre gidip gelecekler.
Hoca ve torunu eşeğe binmişler insanların grup halinde bulunduğu bir yerden geçiyorlar. Grup; “İnsanlarda hiç vicdan kalmamış. Zavallı eşeğe iki kişi birden binmişler. Vicdansız, acımasız adamlar.”anlamında sözler söylüyorlar. Hoca eşekten inmiş, torunu eşek üzerinde yoluna devam ediyor. Bir başka yerden geçerken burada bulunan insanlar; “Yahu şu dünyanın işine bakın. Koskoca ihtiyar yaya yürüyor, genç eşeğe binmiş. Memlekette büyüğe saygı diye bir şey kalmadı.” anlamında sözler sarf ediyorlar. Hoca bu defa eşeğe biniyor ve torunu yaya yola devam ediyor. Kalabalığın olduğu bir başka yerden geçerken insanların; “Yahu koskoca adam eşeğe binmiş, zavallı yavru yaya gidiyor. Vicdansız adam. Ne günlere kaldık.”gibisinden konuşmalara şahit oluyor. Hoca ve torunu eşekten iniyor. Yollarına eşek önde hoca ve torunu arkada devam ediyorlar. Pazara yaklaştıklarında bir başka kalabalığın yanından geçerken insanların; “yahu bu adamlar deli mi? Eşek boş olarak yürürken enayiler yaya olarak gidiyorlar.”dediğini duyuyor.
Hoca torununa şu güzel nasihatte bulunuyor: “Oğlum bak köyden şehre gelinceye kadar insanların tenkitlerini dikkate alarak dört değişik şekilde yolumuza devam ettik. Ama insanlar her defasında tenkit edecek yeni bir şeyler buldular. Onun için sen insanların her söylediğine kulak asma ve bildiğini yap.”
Hocanın ve torununun başına gelen bu olay düşündüğümüz vakit hayatın her alanında hepimizin başına gelmektedir.
Gerçekten sevdiklerimizin ve fikrine değer verdiklerimizin dışında herkesin söylediklerine kulak asarsak gülünç durumlara bile düşeceğimiz muhakkak görünüyor. Çünkü bilsin bilmesin, reklamda da söylendiği gibi “ağzı olan konuşuyor.” Ne yaparsan yap, ne kadar iyi yaparsan yap insanlar yine de tenkit edecek konular bulup çıkarıyorlar. Bu bakımdan hoca torununa verdiği nasihatte oldukça haklı görünüyor. 
Kim ne derse desin doğru bildiğimiz yolda yürümek gerekiyor.
Bunu derken bazılarının “ya insanlar ne der” gibisinden düşüncelere daldığını hissediyorum.
Bırakalım insanları!
Mademki, hepsinin ağzı var elbette konuşacaklar, bırakın konuşsunlar!
Sen doğru bildiğin ve inandığın şekilde yoluna devam et...

Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, gökyüzü ve açık hava