“Her ÜLKEY’E zulümdür! “DARBELERLE” Anılmak;

DEMOKRASİDEN kopmak-Hep Basamak-Basamak,

Her “YURTTAŞ’A” ölümdür! VİCDANIYLA Yanılmak;

HAK VE HUKUKTAN sapmak-HÜRRİYETSİZ Yaşamak..”

Evet!

   Hiç şüphe yok ki, yakın tarihte-Ülkemizi akıl ve bilimden koparan “12 EYLÜL” darbeleridir ve elbet bununla beraber, “DARBECİLER” tarafından-şu güzel “ÜLKEMİZ’DE” büyük bir gaflet ve hıyanet içerisinde hunharca Ve Vicdansızca-Derdest edilen “AKIL VE BİLİM” üzerinden katledilen yegane şey de ancak; İNSANLAR için asla/kata hiç vazgeçilmez haslet ve hasretinin İnsanca Yaşama azminin  ve gücünün sesi/nefesi olan (İNSANİ ERDEMLİĞİN HAYAT DAMARI) hükmündeki “HAK,ADALET Ve HUKUK SİSTEMİ” olmuştur..
..!?

Elbette!
İnsanımızı "AKIL VE BİLİMDEN" koparan (2/Adet)12 EYLÜL DARBESİ Var;
A)Kenan EVREN tarafından-keyfi ve kasti “ASKERİ BİR DARBEYLE” Ve Toplumu/MİLLETİ hiçe sayarak   "FİKİR VE DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜKLERİNE KARŞI" yapılan;12 EÝLÜL 1980 ASKERİ VESAYET DARBESİ,

Bu Darbeyle!
1)HALKIN/İnsanımızın "FİKİR, DÜŞÜNCE,İFADE Ve EYLEM ÖZGÜRLÜĞÜ" askıya alınmıştır.
2)TOPLUMUN Genel/Mesleki-İş Örgütlenme (SENDİKA,DERNEK v.b gibi KURMAK) Hakkı sınırlandırılmıştır.
3)ÜLKEMİZDE  tamamen "ÖZERK" yansız olması gereken-özelliği olan Bazı "RESMİ" Kurum Ve Kuruluşların (DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞININ, ÜNİVERSİTELERİN, YÜKSEK YARGI ERKİ İle SİYASAL PARTİLERİN" üstüne "KONTROLLÜ BIR VESAYET KONULARAK ÖZERKLİĞİ" ya kısmen ya da tam kısıtlanarak "DEVLET'E ya da SİYSAL GÜCE" karşı "BAĞIMLI /GÜDÜMLÜ" hale getirilmiştir..
4)ÜNİVERSİTELERDE SERBEST BİLİMSEL ÇALIŞMA/ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME ALANLARI DARALTILARAK, (sıradan) "BİR YÜKSEK OKUL" Ve hatta "LİSELER" Seviyesine geriletilmiştir..

B)AKPARTİ İKTİDARLARI Ve FETÖ İttifakıyla-SİVİL BİR DARBEYLE Evrensel/DEMOKRASİYE "HUKUKA/HÂK VE ADALETE" dolayısıyla İNSANLARIN HAK VE ÖZGÜRLÜKLÜĞÜNE Karşı yapılan;12 EYLÜL 2010 SİVİL VESAYET DARBESİ..

Bu Darbeyle de!
1)Bağımsız(ÖZERK)olması gereken-Medeni DEMOKRASİ SİSTEMİNİN (3/Ana-Temel HUKUKİ Ayağı) "YASAMA-YÜRÜTME VE YARGI GÜCÜ" Sistematik bir şekilde adeta iç/içe geçirilerek ve de TEK bir güce; İCRANIN BAŞI OLAN CUMHURBAŞKANLIĞI KURUMUNA, Dolayısıyla da "TÜRK MİLLET" Adına DEVLET'İ (Tarafsız)TEMSİL ETMESİ GEREKEN CUMHURBAŞKANINA" bağlanmıştır. Ve yani tekrar başa(1900'lere)dönülmüştür..

Bu manada!
Başka madde Ve şıklara gerek yoktur, zira bu yeni "UCUBE SİSTEME GÖRE" bütün YETKİLER de bir kişide-Sadece; "CUMHURBAŞKANLIĞI MAKAMINI TEMSİL EDEN/Özel/BİR ŞAHISTA" toplandığı için, artık ahkam kesmenin de hiç bir anlamı yoktur..

Hülasa!
Bu "DARBE" yüklü-İNSAN HAK VE HÜRRİYETİNE aykırı olarak, hiç bir "AKIL-İZAN Ve İNSAFA" da asla ve kata sığmayan-Her iki "12/EYLÜL" de; Medeni Ve çağdaş "ÜLKEMİZLE" Ferasetli aziz "MİLLETİMİZE" mübarek-ı hoş olsun,kaim ve daim olsun..

Şimdi!

İzninizle,bunun üstüne “MEMLEKETE DAİR” yazdığımız birkaç “LİRİK/ŞİİR” de ekleyerek;Son verelim diyorum..

ALINTERİ 

 Bir Adıyaman Şiiri………     

Şafak’ta yollarda açılır gözüm;

Yüzüme vurdukça ZEMHERİ Yeli,

Çalışır bedenim-tutuşur Közüm,

Silaha (KOY) veren-FİŞEK misali..

Yürür ayaklarım tutar ellerim;

Uzanır ÇÖLLERE sarar-VİSALİ,

Yerlere/Göklere sığmaz hallerim;

Nimete(DOY)veren-UŞAK misali..

Emeğe aktıkça ALNIMIN TERİ;

Rahmet ve bereket olur bedeli,

Boy verir ürünüm sarar her yeri;

İnsana (SOY) veren-KUŞAK misali..

Sebile gelince ekmeğim-aşım;

Gaipten uzanır bana-DOST ELİ,

Sanki göğe değer bu dertli başım;

Hasada (BOY)veren-BAŞAK misali;

İNSANI sardıkça emeğim/varım;

Gezinir Üstümde-bir SEBİL yeli,

O zaman serilir GÖNÜL ambarım;

Hünkara (TOY) veren-DÖŞEK misali..

Paylaştıkça NUR’A gark olur tenim;

Devinir gönlümde bir hasret seli,

Vuslata ram olur ruh-u bedenim;

Maşuka(KAY)veren-AŞIK misali..

(İHB/1.Aralık.2011/Adıyaman)

GURBET’TEKİ ADIYAMAN

“Sıla’dan-Gurbet’e/Bir Irgat Kent..”

Bir“SILA ÖZLEMİ” çöker içime,

“GURBET YOLLARINA ATINCA BENİ”;

Ansızın “içimden” savrulur çime”;

Gözümün hasreti-RESMEDER SENİ..

Dolanır dilime “GURBET TÜRKÜSÜ”,

O “KISIR DÖNGÜNÜ” söyletir bana;

“KURULUR UFKUMA HASRET KÖPRÜSÜ”;

Beni (mahzun/mahcup)GETİRİR SANA..

Çaresiz kalsam da-bulurum derman;

Derdinin acısı sarınca Beni,

“O SUSKUN HALİNE OLURUM FERMAN”;

İnsafsız (ÇOBAN’IN)-VURUNCA SENİ..

KALEMDE NİYAZIM, KAĞIT’TA YAZIM;

Ben senin derdini dert ettim Bana!”,

DİLİMDE AVAZIM-AĞIT’TA SAZIM;

Ben kendi kendimi bent ettim Sana”..

Bak! (Yine zem etmiş)-İDRAKSIZ DİYE;

Sahibin geçinen “ŞEHREMİN” Beni,

Halbuki  “BEN ONA VERDİM HEDİYE”;

Ki! ”AKLIMLA YAŞAYIP/YÖNETSİN SENİ”..

BİLİRİM IRGATLIK BAŞINA BELA;

Ki! Hala (GÜR SESİN)gelmiyor Bana,

“UYGARLIK YOLUNA BİR ADIM KALA!”,

Neden! ŞU KÖR TALİH GÜLMÜYOR SANA”??

(İHB/23.Ekim.2010/03 Şubat 2017--İstanbul)

ÇAĞLAR İNLESİN!

Adıyaman dağ-ı duman bürünmüş,

Titresin-kükresin dağlar inlesin!

Kaderine “ZEHR U ZİVAN” dürünmüş..

İrkilsin-silkinsin bağlar inlesin;

Bakınsın Ağalar-beğler dinlesin!

Mizanlardan kaldırdılar daranı,

Çiğnediler bağ u bahçe seranı,

Parsel-parsel bitirdiler meranı,

Yakınsın-dövünsün sağlar inlesin;

Sakınsın Ağalar-beğler dinlesin!

Adıyaman! Bağ’ında yansın güller;

Gülşen’inde ötmesin şen bülbüller,

Seni sarmış yiyorken haram eller;

Çatılsın -kurulsun yuğlar inlesin;

Katılsın Ağalar-beğler dinlesin!

Riyakara delindi cepken cebin,

Arsız elde harap oldu meskenin;

Bu talana biganedir sahibin..

Çatlasın-kırılsın loğlar inlesin;

Satılsın Ağalar-beğler dinlesin!

Irgat kent’im;Ne gelen, ne gidendir;   

Seni soyan! Bağrında ki- kenendir,

O Harami-viranene nedendir..

Yarılsın-kırılsın mağlar inlesin;

Sarılsın Ağalar-beğler dinlesin!

Ey! Yar-ı şuh, ırzı olmuş pay-ı mal;

Seni sarmak, bil ki-bana pür muhal,

Senle olmak; Ah! Necip bir ihtimal..

Tarihten sökülsün Çağ’lar inlesin;

Kavrulsun Ağalar-beğler dinlesin!

(İHB-15.Aralık.2009-ADIYAMAN)

Sevgilerimle..