İtibar ettiğim araştırmacılar vardır. Onlarla konuşurum. Doğrudan neticelerini verenler de olur, bulgularını sadece müşterilerine saklayıp sonucu ima edenler de…
Kamuoyuna açıklanan kamuoyu yoklamalarına çok itibar etmem. İtibar ettiğim araştırmacılar vardır. Onlarla konuşurum. Doğrudan neticelerini verenler de olur, bulgularını sadece müşterilerine saklayıp sonucu ima edenler de…
Elbette çok ciddi firmaların sonuçları müşterilerinden önce bizimle paylaşmaları etik de değil, mümkün de değil.
Bir kısım araştırmacıların ise ‘Sahibinin sesi’ olarak hareket ettikleri ise malum. Zavallı Kılıçdaroğlu’nu yüzde 60, 70 alacağına ikna ettiler. Kandırdılar. Perişan ettiler.
Sadece Kılıçdaroğlu ’nu mı?
Pek çok vatandaşı da benzer bir kazanma düşüncesine güdülediler. Sonuçta Kılıçdaroğlu ile birlikte altılı masa ortakları, PKK uzantısı ortakları ve oy verenler muazzam bir sukutu hayale uğradı…
Onun için özellikle sol, sosyalist çevrelerin yaptıkları araştırmaları, akabinde parayı verenlerin seslerini duyurmalarına vesile olacak sözüm ona araştırmacıları hiç dikkate almıyorum.
Varsa yoksa birkaç adam ve firmaları… Onlar dışında doğruluklarının inandırıcı olmadığını düşündüğüm firmaların açıklamalarını yönlendirme maksatlı görüyorum.
31 Mart’a şunun şurasında ne kaldı… En sahici anket çıkacak. İşte o gün geldiğinde yine pek çok araştırma şirketi ile ilgili derin hayal kırıklıkları ve şoklar yaşanacak.
Diğer yandan da siyasette, hayal dağıtanlar, kendilerini aldatanlar, vatandaşı kandırayım derken yarı yolda kalanlar mahcup olacaklar…
Bir kısım siyasetçilerin jübilesi ile yüz yüze geleceğiz.
Muhtemelen ilk giden de İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener hanımefendi olacak.
İstanbul oyları yüzde biri bile bulmuyor. Sahada yoklar. Her gün partiden ayrılanlar ve bunu kamu oyu ile paylaşanlar var… Meral Hanım gergin, hırçın, dalgın ve eski ortaklarına dargın, kırgın…
Gidici. Belki de seçim bitmeden gider. Artık partisinde de kendisine gitme diyecek kimse görünmüyor. Tersine bakışlar ‘bir an evvel gitse’ biçiminde…
İkincisi CHP Eş Genel Başkanı Özgür Özel… Tüm hazırlıklar 1 Nisan’a endeksli. Başta İstanbul olmak üzere kaybedilecek her büyükşehir belediye başkanlığının faturası öncelikle Özgür Özel’e çıkarılacak…
Bir yandan Kılıçdaroğlu, diğer yandan İmamoğlu bu tasfiye için gönüllü memur durumunda…
Eden bulur. Gözyaşları ile cumhurbaşkanı adaylığına uğurladığı Kılıçdaroğlu’nu dönüşünde koltuğundan eden, bunun için de inanılmaz ilişkilere girişen Özel’e de sahip çıkacak kimse olmayacaktır…
Üçüncü gidecek ise İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu. İstanbul’u kaybettiği andan itibaren ki görünen köy kılavuz istemez, gidiyor…
İmamoğlu’nun DEM ile ve dolayısıyla PKK ile ittifakı başta Karadeniz’in yiğit ve vatansever evlatlarını rencide etmiştir. Geçtiğimiz seçimde en büyük destekçisi olan bu kitleye karşı giriştiği takiye ise artık gizlenemiyor…
Murat Kurum geliyor. İşinde gücünde, uzman, çalışkan, mütevazı, dürüst… İstanbullu bunu gördü, fark etti. İhtiyacı olan başkan olarak tescillemesi de 31 Mart akşamı…
Küçük parti olarak yaşamaya mahkûm partilerle ilgili herhangi bir çıkarımda bulunmak gerekmiyor bile…
YRP, Cumhur İttifakı içinde seçime girip, Parlamentoda temsil edilmesini kendisine milletin iltifatı olarak değerlendirme yanılgısının bedelini elbette bu seçimde ödeyecek…
Kısacası, seçimin bittiği gecenin sabahı bu gün bildiğimiz, gördüğümüz birçok siyasi aktör ya kendiliğinden çekilecek veya milletin ve tabanlarının tasfiyesine uğrayacaklar…
Tarihimiz, iki partinin Cumhur ittifakı adı altında birleşip 14 ve 28 Mayıs 2023 tarihlerinde ülkeyi ve milleti önce büyük badireden akabinde 31 Mart 2024 tarihinde ise tüm şehirlerimizi CHP’nin musibet yönetiminden kurtarma başarısını yazacaktır.
İki büyük ismi hep saygıyla anacaktır. Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli…