Hangi görevde hangi makamda olursanız olun, idareniz altındaki kişileri, toplulukları yüzde yüz, memnun etmeniz, mutlu etmeniz mümkün değildir.
Hangi görevde hangi makamda olursanız olun,idareniz altındaki kişileri, toplulukları yüzde yüz, memnun etmeniz, mutlu etmeniz mümkün değildir.
Sosyal,kültürel ve gelir farklılığı olan topluluklarda bu daha belirgin ve zordur.
Nimet-külfet paylaşımı, eşitlik, adalet kavramı üzerinden baktığınız zaman bunun daha da zor olduğunu görürsünüz,
Hayatın herkes için eşit ve aynı olması mümkün olmadığı gerçeğini, unutmamak gerekiyor.
Pişirilmiş spagettiyi,tabaklara terazi hassasiyeti kullanarak dağıtsanız bile yüzde yüz eşit dağıtılmasının mümkün olmadığı gibi bir gerçek var.
Ne kadar adaletli ve eşit davranmaya çalışsanızda
Yaptıklarınızdan ve sizden memnun olmayan sizi beğenmeyen adaletli ve eşit olamadığınızı iddia eden, sizi tenkit eden muhakkak birileri olacaktır.
Bu gerçeği kendi aile bireyleriniz arasında bile zaman zaman yaşarsınız.
Türkiye gibi bir çok sorunlarla iç içe yaşayan ve çözülmesi gereken acil öncelikli sorunlarını vasıflı bir liderlik ile vasıflı kadrolar ve
doğru planlamayla çözmesi gereken bir ülke için lider olmak hiçte kolay değil.
İdealleri olan,sürekli yenilik ve gelişmeler üzerinde çalışmalar planlar yapan vizyon ve misyon sahibi olan insanlar liderlik vasıfları olan insanlardır.
İdarecilikle liderliği birbirine karıştırmamak lazım.
İdareciler günü birlik düşünürler günlük işlerle uğraşırlar .
Liderler ise sürekli yarınlara geleceğe odaklanan insanlardır.
İdareciler için çevre insan ve malzeme faktörü sürekli değişkendir.
Günlük planlamalarına göre insan, çevre ve malzeme değişikliği onlar İçin normal ve rutin işlerdir.
Herşeyi,”kazanç” üzerinden yorumlar başarılı olmak İçin insan ve malzeme değiştirmekten,harcamaktan çekinmezler.
Liderler ise planlamalarını daha çok kazanmak ve başarılı olmakla beraber hedeflerini insanı kazanmak ve mutlu etmek üzerine kurgular.
Liderler, zamanı, mekanı, malzemeyi olabildiğince iyi ve doğru kullanmayı hesap eden insanlardır.
Ülkemizde bazı kesimlerce idarecilik ve liderlik karıştırılır.
Bu daha çok siyasi partilerde görülür.
Ülkemizdeki Siyasi partilerin çoğunda genel başkan olarak gördüklerimizin çoğu oturdukları koltuklarda
”Lider”değil” İdareci ”vasfında olan yönetici kişilerdir.
Bu sebepten bir çok siyasi partinin kendi içlerinde sorunlar, yaşadığını
Birlikte yol yürüdüklerini idare etmekte bir arada tutmakta, fikir ve hareket birliği içinde,
haraket etmek konusunda çok zorlandıklarını birleştirici yeteneklerinin olmamasından kaynaklı
kontrol sorunu yaşadıklarını bu sebeple zaman zaman psikolojik davranış bozukluğu olan
“Sinirli “hal ve davranışlar içerisine girdiklerine
Ve kontrolsüz davranışlar gösterdiklerine şahit oluruz.
Liderin en önemli vasıflarından bir tanesi de olaylar karşısında soğukkanlı olması ve kontrolünü kaybetmemesidir.
Çünkü liderler her şarta kontrollünü kaybetmeden inanç ve kararlılıkla yönetmeyi başaran,yönetmeyi bilen, beceren insanlardır.
Son yıllarda dünya da meydana gelen birçok sorunun sebebi
güçlü”liderlik”eksikliğinden kaynaklıdır.
Teknoloji gelişiyor,uzak gibi bilinen yerler gelişen teknoloji ile sanal dünyada
beş metre yakındaymış gibi gezip görmek mümkün hale geldi ve ulaşım araçlarının da uzağı yakın eden kapasiteleriyle uzak eller yakın oldu.
Ama maalesef bu gelişme ve büyümeyle beraber,devletler arası düzeni sağlayan güçlü kuruluşlar,güçlü liderlikler yok artık.
Gerek dünya ülkeleri tarihinde gerekse bizim tarihimizde iz bırakan bir çok lider var.
Fikir ve politikalarıyla donanımlı liderlik vasıflarından dolayı kendi ülkelerini ve
dünyadaki birçok ülkeyi değiştiren, dönüştüren bilinmesi gereken liderler var.
Liderlik ve idarecilik kariyer planlaması yapanlar içinde üzerinde titizlikle durulması gereken önemli bir vasıftır.
Halk dilinde sık kullanılan bir ifade var, “herkes lider olamaz lider doğulur” diye Maalesef herkes güçlü lider iyi idareci olamıyor
Son zamanlarda dünyada yaygınlaşan bizim ülkemizde de var olan liderlik ve yöneticilik eğitimleri veren kuruluşlar var.
Siyasi partilerin Arge’leri teşkilat içi eğitimle ilgilenen teşkilat yapıları var.
Ancak Cumhuriyet tarihinde siyasi partilerimizin kendi içlerinde
vizyon ve misyonu yüksek lider olabilecek Kişileri toplum önüne çıkaramadıklarına şahitlik ediyoruz.
Biz de siyasi partilerin genel başkanları ölünceye kadar makamlarını terk etmiyorlar.
Kendilerinden sonra herhangi bir kimseyi de genel başkan olabilir diye işaret etmiyorlar.
(Bunu fikir ve dava birliği adı altında kurulmuş partiler için ifade ediyorum)
Ülkemiz ve dünya devletlerinin bir çoğu 2024 de daha çok küresel bölgesel ve iç sorunlarıyla mücadele edecek gibi görünüyor.
Yeni Dünya düzeni şöyle veya böyle kurulacak birleşmiş milletler Avrupa birliği Nato gibi oluşumlar uluslararası yeni yapılanmaya gidecek.
Bir çok yapı tamamen işlevsiz kalacağı gibi yeni uluslararası yapılarla birlikte ülkeler arası yeni işbirlikleri güç birlikleri oluşacak.
Türkiye,yeni oluşacak Dünya güç birliği
Oluşumunun neresinde olacak.
Devletlerin uluslararası kuruluşlarla alakalı yeni birliktelikleri ve yeni oluşumlara katılabilmesi için kendi iç dinamiklerinin
ekonomik siyasi yapılarının birlik ve beraberlik içerisinde güçlü ve dinamizmi yüksek bir yapıda olması lazım.
Kendi içerisinde farklı sesleri farklı kültür ve inanç değerleri ile iç içe yaşayan
Türkiye’nin birlik içerisinde hareket etmesini sağlayacak devlet millet aklını birleştirecek,
toplumu birlik içinde yönetecek lidere (Liderlere) ihtiyaçımız var.
Yeni Dünya düzeni yapılanmasının 2024 içerisinde ciddi manada gündeme geleceğini
yeni birliktelikler ve teşkilatlanma konusunda çok hassas dönemlerden geçeceğimizi düşünüyor
ve önceden bu konuya dikkatinizi çekmek istiyorum.
-Türkiye acil olarak sivil ve toplumsal barışı önceleyen ve herkesin asgari müştereklerde mutabık kaldığı bir anayasa yapması gerekiyor.
-Rejim,korunarak,sistemin geniş çaplı yeniden yapılandırlması gerekiyor .
(Eğitim,adalet,sağlık,ekonomi ve Maliye Yapılanması geniş kapsamlı revize edilmesi gereken hususlardır.)
-Kişilerin “Egolarını”tatmin etmek için kurulmuş birçok siyasi parti kendisini kapatarak yada kendisine yakın partiler ile birleşerek, parti çöplüğüne dönmüş ülkenin siyasi zemini sağlam ve sağlıklı bir yapıya kavuşması gerekiyor.
-Parti vakıf dernek,ve odalar kurmak ciddi şartlara bağlanmalı,
ülkenin sivil toplum örgütlenmesi çözüm üreten kurumlar haline getirilmesi sağlanmalıdır,
-Halk sağlığının üst düzeyde korunabilmesi için tarım alanında
ve yaşam gereksinimi olarak kullanılan ürünlerin kriterleri bütün safhasıyla takip ve kontrol altında tutulmalı,
yanlış yapanlar için kanunda ,yorumlardan uzak caydırıcı denetim ve cezalar getirilmelidir.
(Devlet piyasa denetimi konusunda mevcut durumuyla yetersiz konumdadır)
-Cumhurbaşkanlığı başkanlık sistemi yeni kanun ve yasalarla kuvvetler ayrılığı
gözeltilerek,gereksiz tartışmalardan kurtarılmış ,güçlü bir yapıyla kalıcı hale getirilmelidir.
Tespitlerde konu başlıklarını çoğaltabiliriz fakat genel anlamıyla durumumuz bu.
Bunları niye yazıyoruz,çünkü devlet içi yapılanmaların ve kalıcı reformların
gerçekleştirilebilmesi için güçlü irade,güçlü lider (Liderlik) gerektirmektedir.
Güçlü Türk,devleti ve birlik içinde yaşayan Türk milletinin kutlu geleceğinin inşası güçlü liderlerle mümkün.
Ümitsiz değilim.
MTT