O dönemde TBMM'de az da olsa MHP'li bir milletvekili grubu vardı ve mecliste yapılan ihanete ağır tepkiler koymuş devletin ve cumhuriyetin şerefini korumuştu.

Anayasada Devletin resmi dili Türkçedir. Türkçe'den başka bir dille mecliste konuşma yapılamaz yemin edilemez öneride bulunulamaz.

Daha önce bu mecliste denendi Leyla zana'ya karşı bir tepkiler ortaya çıktı ve devlet güvenlik Mahkemesi PKK'nın uzantısı olan bu milletvekillerini derdest ettirip içeri attırmıştı.

O dönemde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde az da olsa MHP'li bir milletvekili grubu vardı ve mecliste yapılan bu ihanete en ağır tepkileri koymuş devletin ve cumhuriyetin şerefini korumuştu.

O günden bugüne çok şey değişti İlk önce şerefin tanımı değişti şerefsizlik Şeref oldu. Açılımlar yapıldı PKK ile masaya oturuldu. Habur'da davul ve zurnalarla teröristler karşılandı. Dolmabahçe'de mutabakat kahvesi içildi.

Sonrasında Türk ordusuna operasyonlar yapıldı Ergenekon Balyoz gibi davalarla cumhuriyetin en itibarlı kurumu olan Türk ordusu itibarsız hale getirildi paşaları tutuklatıldı. Hainler Kahraman oldu kahramanlar suçlu ilan edildi.

Şimdi de MHP'nin nevri döndü ve Sayın Bahçeli eşkıya başı Abdullah Öcalan'ı meclise davet ediverdi. Apo'nun ev hapsine alınması yönünde öncü rolü oynayarak Türk milletini ve şehit ailelerini hayal kırıklığına uğrattı.

Bugün mecliste yine Kürtçe konuşma hevesine kapılan milletvekiline MHP milletvekili sayın Celal ADAN rahat olun konuşabilirsiniz diyerek güvence verdi. Yani kanunsuz bir iş yaptı ve suç işledi.

Muhtemelen Celal Adan'ın yaptığı bu yanlışa karşı sesini çıkaracak mecliste babayiğitler'de olacaktır. Göğsünde ay yıldızlı Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin rozetini taşıyan her milletvekili Türkçe konuşmak zorundadır.

Anayasa kimsenin babasının Çiftliği değildir. Kanunlar makamı ve mevkisi ne olursa olsun herkesin duymakla zorunlu olduğu kurallardır. Sayın Celal ADAN meclis tarihine kapkara bir leke olarak düşmüştür. Türk milleti zamanı ve yeri geldiğinde bu gafletin delaletin ve ihanetini hesabına elbette soracaktır.

Türkiye'de hükümranlık hakları Türk milletinindir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde resmi dil Türkçe'den başka bir dille konuşma yapılması sineye çekilecek bir durum değildir.

Hadsizlere haddi mutlaka bildirilmelidir.