Çorumlular sıcak yürekleriyle ısıtırlar yüzleri… Kimi gün düğünde halay çeken baş olur kimi gün tozak giyen gelin başı... Kimi gün keşkek dağıtan el
Adını, sanını bilmediğim Çorumluların romanıdır Göbeller... Anadolu’nun bozkırında inşaat amelesi olarak çalışmaya başlayıp, iş adamlığına yükselen hayat hikâyelerinde, onları insanlara, vatana, toprağa, sevdiklerine olan sadakatlerinden vazgeçmeyen insanlar olarak tanıdım.
Çatlamış, sertleşmiş ellerini, karşısındakinin eli incinmesin diye uzatmayanları gördüm.
Çorumlular mahcup Anadolu çocuklarıdır. Parasız pulsuz da olsalar etraflarına bir şey sezdirmezler. “Fakirin yüzü soğuk olur” derler ya Çorumlular sıcak yürekleriyle ısıtırlar yüzleri… Kimi gün düğünde halay çeken baş olur kimi gün tozak giyen gelin başı... Kimi gün keşkek dağıtan el... Yemek yerken kaşığı yoksa yüksünmez, sokranmaz. Yufka ekmeğini kaşık yapar. Kap, tas aramaz karpuz keserken, kabuktan yapar. “Aman misafir yesin!” diye aç karnını bastırır, yemeğe fazla el uzatmaz. Yorganın iyisini, yastığın işlemelisini, yatağın yünlüsünü misafire yapar. “İnsanın yüzü gülsün” diye yüreğini serer... Muhannete muhtaç olmadan, sebat etmeyi ertelemeden, öfkesini isyana döndürmeden yaşar, gider. “Devlet” dedi mi akan sular, “millet” dedi mi esen rüzgar durur; “Dayan Allah’a güven Allah’a” diyerek. Bize emeği geçen herkesi rahmet, hayırla yâd ediyorum. Fehmi ÇALMUK