(KENT YÖETİCİLERİNE/NOSTALJİK BİR ANIMSATMA)
“Bu şiirimiz;Kendini,Hakkını,Halkını Ve Haddini bilen Ve haddini bilmeyene de haddini bildiren bütün erdemli-Belediye Başkanlarına ithaf edilmiştir.”
REİS BEY..
(Dediklerim önce bana,sonra Sana..)
Sürç-i lisan’a “zail yolu göründü” tamam,
YALAKA’YA sunmazsan “altın badeyi” amma.
Aklını basiret’e teslim edemezsen tam,
REİS’SİN;”kabul görür- her bir amelin” sanma..
Her Zat’a nasip olmaz, bil ki; çıktığın makam
Ateşten bir gömlektir-kabul etmez hiç yama.
Nefsi aklın emrine verebilsen tastamam,
O zaman meydan okur,teslim olmazsın gam’a..
PEYGAMBERLİK MAKAMI olmuş bu makam’a nam,
Her zerre ve damlası sütre olsun ilzam’a.
Basiretin fevkinde dil’in kesmesin ahkam,
Önce KENDİNİ,sonra HALK’I uydur nizam’a..
ŞEHR-UL EMİNLİK’TEN nam, hizmetinden bin taam,
Al-sar ruhuna amma, dikkat et intizam’a.
Attığın her adıma ayna tutunca avam,
Tam adaletle hükmet,zarar verme ahkam’a..
Bir kıl kadar arayla durur şeref ve ilzam
Makamının üstünde; bunu bil ve ALDANMA.
EMANET EL’DE değil,.EHLİ’NDE bulur nizam,
Ara da EHLİ’Nİ bul. Daha fazla BUDANMA..
Gece-gün’e gebedir, günü kucaklar akşam,
Geç gelir, çabuk geçer- PARLAK GÜNEŞ’E kanma.
Kör baltaya baş eğer en sağlam meşe ve çam,
Lakin MEYVELİ AĞAÇ yetişir her akşama..
TARAFGİRLİK PERDESİ olmasın gözüne ram,
Söndür nefs ateşini-kin ve garezi anma.
Kucakla her bir ferdi şefkatle buram-buram,
HİZMETE AMADE OL,BAŞKA YOLA DADANMA!!.
Fıtratın temiz ise, hiç korkma-sinmez haram,
Yine de tedbirli ol, RİYAKAR’A bulanma.
Etrafında pervane olup-GİYSE DE İHRAM,
Sakın ha! Elindeki ALTIN TAS’DAN sulanma.
ÇALIŞ! İşin görünsün- kalmasın yarım ve ham,
SEVGİ HALESİNDE kal- İKİ CİHANDA yanma.
Kaderinde ne varsa, o’nda olur izdiham,
Bu değil mi, HER ÖMRÜN ÜSTÜNDEKİ MUAMMA.??..
DOST NUSHU’YLA edilir DOST ‘A “zehr-u zehr” ikram,
Gayesi; Can katmaktır DOST BİLDİĞİ ADAM’A..
NE MAKAMI ZELİL ET, NE O’NDAN DEVŞİR İDAM,
HAKK ADINA kulak ver bu figan-ı nidama!!
Asarı’nda görünür rütbesiyle HER ADAM,
Laf-u güzaf devşiren zom kafaya abanma.
Her sözüm doğru olup-Sana verse de ilham,
Mizanında tartmadan, bana dahi inanma..
Elimde değil, hoş gör; dilden döküldü meram,
DOST SÖZÜ ACI DERLER; Dinleyip de usanma.
Akameti görünce yine nüksetti yaram,
Yarama ” BİR PANSUMAN” zerk edip de uzanma…
(İHB-24.Eylül.2004-ADIYAMAN)
Yukarıdaki şiirimizi,Yüce Allah’ın;”Ben insanları,dünyayı imar,inşa ve ihya etsinler diye yarattım emrinin bir gereği olarak-Gönüllü üstlendiğimiz/Şehir Ve Adam/titrinin rol ve misyonunu-Belediye Başkanlarına anımsatarak,Onların-rol ve misyon yüklü Adamların eliyle-Hayata geçirmek ve içinde yaşanılan çevre ve mahlukatını yani Şehri imar,inşa ve ihya ettirmek üzere/Bir Belediye Başkanının şahsında/ yazdık..
Amacımız..
Şehri/Beldeyi imar,inşa ve ihya etmekle görevli ve sorumlu olan Adam’lara/Belediye Başkanlarına makamlarının rol ve misyonunu hatırlatarak;Atalet ve akametten kurtarmak ve Onları İşine,işlevine yoğunlaştırarak-üretken kılmak,fayda ve katma değer yaratmaktır,
Hedefimiz de..
Bununla,beldede yaşayan bütün mahlukatı,muhtaç olduğu-Bireysel ve toplumsal-iş ve hizmet ağıyla buluşturarak;Huzurlu,mutlu,müreffeh ve geleceğinden emin kılmaktır..
Evet..
Bu şiirimizle beraber benim de yapmak istediğim şey;Ehil ve emin/Şehr-ul emin/olduğuna inandığım Belediye Başkanlarına-sürekli olarak- bu vazgeçilmez amaç ve hedefi-Onların eliyle hayata geçirmek üzer- anımsatmak ve gereğini yaptırmaktır..
ADIYAMAN/TÜTÜNCÜLERİ..
Eskiden;
Jandarmalar dağ başlarını,
Kolcular köşe başlarını tutardı,
Ölüm enselerinde kol gezerdi,
“Sıtmaya razı edilirdi yürekleri!”
Tütüncülerin..
Oysa ki-Tütün!
Adıyamanlılar için bir umuttu;
Barıştı-Kardeşlikti-özgürlüktü,
Var olmaktı;
İşti/Aştı- ekmekti, suydu-havaydı,
Nasırlı ellerde tarlaya kırpılan alın teriydi,
Bebelerin ağzındaki süttü-hasattı
Hayatlarında..
Oysaki-Tütün!
Adıyamanlılar için bir hasretti;
Traktördü-Pulluktu, Çiftti-Çubuktu,
Adam olmaktı;
Oğul/kız, Gelin/güveyde dondu/şalvardı,
Düğün-dernekti, zılgıt-halaydı,
Okuldu, eğitimdi, uygarlığa uzanan bir aydınlıktı
Ufuklarında..
Narh koyup aldılar elinden;
“kestiler hayat damarını!”
Tütüncülerin..
Şimdi;
Jandarmanın yerine Polisler,
Kolcuların yerine Maliyeciler
Sokak başlarını tutuyorlar,
Ekmeğini alıyorlar ellerinden;
Karatıyorlar ufuklarındaki umutlarını,
“Hayat Ve Uygarlıklarını!?”
Tütüncülerin..
(İHB/Şiir Pazarı Şiirleri/18.Ağustos.2014/DATÇA)
SON/SÖZ;
Eskiden,Kamu yararına iş Ve aş üreten “DEVLETİN VALİLERİ” ile beldesini halkın “KANAAT” Önderleriyle birlikte yöneten paylaşımcı “BELEDİYE REİSLERİ” vardı,şimdi bunlardan hiç bir eser kalmadı,hepsi nesli tükenen-KELAYNAK KUŞLARI-Misali;SİYASAL PARTİLERİN RANT VE İKBAL KAPILARINA” feda edilerek-İTİBARLARIYLA-Beraber tükenip/bittiler..
NOT;
Eğer hala ayakta duranlar kaldıysa;Devletin Valileriyle Halkın Belediye Başkanlarını bundan tenzih ediyorum-Buradan-Hepsine sevgiler saygılar sunuyorum..
Sevgilerimle