Borlu Ürünlerle Tedavimizde Son Gelişmeler
Bir ay önce annemle birlikte kullanmaya başladığımız bor madeninden elde edilmiş Miafert adlı ürünlerle adım adım şifaya ulaşıyoruz şükürler olsun. İlk hafta başlayan bariz ödem çözülmesi hala sürüyor. Elimiz, yüzümüz inceldi resmen. Annemin bacaklarındaki tansiyon ilaçlarının yan etkisi olduğu bilinen beton direk gibi şişlik, sertlik tamamen geçti. Olağan yaşlılık kırışıklıkları ortaya çıktı.
Annemin bir kez bol miktarda yemyeşil istifra ederek safradan kurtuluşu, akabinde metabolizmasındaki kurumuş, taşlaşmış enfeksiyonların, ölü hücrelerin çözülmesi demek olan, yanına yaklaşmakta zorlandığımız ağır koku oluşması, tıpkı 10-15 günlük açlık tedavisi uygulamış gibi, gaitada koyu renk, kirli kanla ölü hücrelerin atılmasıyla temizlenmesi, idrar, gaita rengi ve beden kokusunun normale dönmesinden sonra, şimdi de otuz yıldır kullandığı tansiyon ilaçlarından kurtuldu şükürler olsun.
Ömür boyu kullanacaksın denilen iki ayrı tansiyon ilacını üç gündür vermiyor, düzenli tansiyon takibi yapıyorum. Bu yine tansiyon ilaçlarının yan etkisi olan kuru, gıcık tarzındaki öksürükten de kurtulması demek inşaALLAH. Otuz yıldır organlara verdiği zarar ve devletimizin sömürülmesi yanında tedavi etmeyen ve hatta böyle bir vaadde dahi bulunmayan modern tıbbın kasten vermediği şifaya toprak altındaki bir madenden elde edilmiş saf, doğal ürünlerle bir ayda kavuşmuş olmak, kolesterol, şeker, kemik erimesi, psikiyatri ve kanser ilaçları gibi sayısız tuzağı da ciddi ciddi sorgulamamız gerektiğinin ispatı diye düşündüm.
İki yıldır güya başa çıkılamayan kasti virüs ve veryantları yanında, verilen ağır tedavilerin, dahası tüm kimyasal, sentetik ilaçların, aşıların verdiği zararı temizleme etkisindeki bor madeninin yıllar önce, malum küresel şer gücün güdümündeki dünya sağlık örgütü tarafından neden sakıncalı bulunduğunu anlamak, akıl sahiplerine zor değil.
Dahası borlu çözelti ve damıtılarak elde edilmiş serum içinde ilaç formuyla anneciğimizin karaciğeri, böbrekleri, safra kesesi de temizlendiği için, cilt hastalıkları uzmanının tamamen geçmez, sürekli tekrarlar öngörüsü yanında, reçeteye de girmeyen onca para döktüğümüz pahalı ürünlerle geçmeyen bedenindeki kızarıklıklar, egzamalar da geçti.
Suya karıştırarak günde beş bardak tükettiğimiz Miafert M1 adlı borlu çözeltiye ek olarak, damıtılarak elde edilmiş serum içinde verilen ilaç formu olan M3 adlı üründen üç adet yaptırdık ve annemin göğsündeki 5.evre kitlesel lezyon tespit edilen büyük kist bölgesi ve nodül görülen koltuk altı lenflerinde tarif ettiği ağrı da geçti şükürler olsun.
M3 adlı serum içinde ilaç formu bağışıklık sistemini güçlendirdiği için başlangıçta bendeki otoimmün hastalıklardan romatoid artriti biraz tetikledi sanıyorum. Kanıt olması adına hastaneye gidip tetkiklerimi yaptırdım. Kanda enfeksiyon olduğunu gösteren crp ve sedimentasyon yükselmişti. El bileklerimdeki güç kaybı, ağrı ve ayak baş parmağımdaki kızarıklık ve şişliği gören fizik tedavi uzmanı doktor, klinik ve laboratuvar destekli kararı olarak, romatoid artritiniz aktifleşmiş. Metotreksat türü kortizonlu ilaçlar kullanmalısınız dedi.
Zaten otuz yıl önce verilmeye başlanan bu kortizonlu ve daha sonra kaldırılan ithal, altın tuzu içeren, böbreklere ağır hasar veren ilaçlar nedeniyle genç yaşta kemik erimesi, yine meme kanserini önlemek adına verilen anti hormon terapi ilaçları nedeniyle rahim kanseri olmuş, rahim ve yumurtalıkların alınmasıyla da, aşırı kilo alımı, hormonal dengenin, psikolojimin ve dolayısıyle demevi mizacımın bozulmasıyla on bir yıl arayla iki farklı cins meme kanseri yanında üç ayrı otoimmün hastalığa duçar olmuştum. Bu farkındalıkla alternatif tedaviyi tamamlamak istediğim açıklamasıyla ilaçları reddettim.
İyileşme öncesi alevlenme olduğu hissimle suya karıştırdığımız borlu çözeltiye devam ettim. İkinci M3 ü de yaptırdım. Başka ilaç kullanmadan ayak baş parmağımdaki kızarıklık, şişlik ve ağrılar tamamen geçti şükürler olsun. Otuz yıldır hashimoto tiroiditi nedeniyle kullandığım tiroid hormonunda yine ilk kez 175 mgr. dan 125 mgr'a düştük ve hala fazla geliyor farkında olduğum belirtilere göre. Bu gidişle romatizma ve kemik erimesi ilaçlarından olduğu gibi, tiroid hormonu ilaçlarından da kurtulacağım inşaALLAH.
Kırk güne yaklaşan annemin hastalık sürecinde yanlarına taşınarak refakat etme ve tedavisinin sorumluluğunu üstlenme nedeniyle doğal olarak oldukça yorgun ve tedirginim. Aynı ürünleri kullanarak hem yanetkisi varsa annem tarif edemeyebileceği öngörüsüyle kendimde deneyimlemek, hem de faydalanmak istedim. Seksen sekiz yaşında ve memede 5.evre kitlesel lezyon, koltuk altı lenflerinde nodüller, akciğer tutulumu düşündüren öksürük ve ayrıca safra kesesi problemi, tansiyon hastası olan anneciğime, ameliyat, kemoterapi gibi kaldıramayacağı tedaviler düşünemediğim gibi; ultrason, mamografi sonucu ve ileri yaşı nedeniyle ameliyatı üstlenmeyen iki doktorun verdiği umutsuzlukla yapacak birşey yok deyip acı çekerek ölmesini beklemek yerine, alternatif şifa arayışım neticesi, güvendiğim, idealist bir aile hekimimiz olan Dr. Volkan Yaşar'ın önerisiyle bu mucizevi şifa yöntemine kavuşmak, Rabbimizin büyük lütfu olması yanında, kurduğu ilahi nizamda sistemin nasıl çalıştığının da göstergesi muhakkak.
Başkaları için istediklerimizin bizim olması, cennetin ayakları altında olduğu bildirilmiş anneye hürmetin, hizmetin bu dünyadaki ödülü olsa gerek. Seksen sekiz yılık çilekeş hayatı gereği tüm organları hasarlı ve had safhada yorgun olan anneciğimize ne kadar tam şifaya, ömre vesile olur bilemiyorum ancak enazından soğuk hastane, yoğun bakım odaları yerine sıcacık evinde, tertemiz, istediği, alışık olduğu kahvaltı, yemek, temizlik yanında, eşi ve iki evladının yanında olmasının sağladığı sevgi, güven imkanlarıyla, içeriği tamamen doğal olan, yapabileceğimiz en iyi tedaviyle tertemiz bakılıyor. Geceleri de sırayla yanında yatmak üzere, altı yaş küçüğüm kız kardeşimle birlikte, evlatlık görevimizi yapmaya gayret ediyoruz.
İnşaALLAH muvaffak olur isek, ilki ödenmez olan dokuz ay karnında taşıyıp, acı çekerek doğurması, helal ak sütüyle besleyip büyütmesi yanında, büyük Gediz depreminde, dört ağabeyim ve ablam gibi uyanıp kaçamadığım için evde, toprak altında kaldığımda, babam ve diğer yakınlarım yıkılma tehlikesi altındaki evimize girmeye cesaret edemediği gibi anneme de girmemesi telkinlerine rağmen, bir anne aslan gibi canı pahasına eve girip üzerimdeki, kerpiç evimizin tavan ve duvarlarından dökülmüş toprakları elleriyle çekerek kucaklayıp çıkarması karşılığı oluşan ikinci can borcumu ödeyebilmiş olurum umudundayım.
Kırk gündür verdiğim her hizmet karşılığı Allah razı olsun demesi yanında, Amin de o nasıl olacak annecim merakıma sebep olan, beraber yaşadığımız yıllarda da ettiği ve yakında tekrarladığı "dünya durdukça yaşa sen emi kızım!" duasıyla şimdiden ödülümü de aldım şükürler olsun.
Tedavimizdeki gelişmeleri aktarmaya devam edeceğim inşaALLAH.
Hepimize şifâ vesîlesi olması niyazıyla. Amin Ya Rab'bi!..
Adevviye Şeyda Karaslan
3 Ekim 2021 / Alaşehir