2010 yazıydı; Kızımın yıllar önce gidip heyecanla beni arayarak, "Anneciğim çok sevdiğin çökertme türküsünün adını aldığı Çökertme koyu diye bir yere geldik, bayıldım ve görür görmez ilk tam annemlik bir yer dedim! " diyerek bana önerdiği, yıllardır hayalim olan bu küçük koyda, mütevazi bir pansiyonda hayatımın ilk ve hala son tek başıma, tanımı zor beş günlük tatilini geçirmiştim.
Hep olduğu gibi genellikle çiftler ve aileler vardı, bir ben tektim. Minik beyaz laptopum ve kitaplarımı alıp gelmiştim. Kırk sekiz yıllık yorgunluğun üzerine yeniden, sıfırdan hayata başladığım 2009-2010 yıllarının amansız mücadelesinin de eklenmesi ile çok yorgun ve çetin Aşk yolculuğumun da en zor zamanlarıydı.
Okuduğum tasavvuf kitaplarından aldığım cesaretle hayatımın alt üst olmasından korkmadan, Şems-i Tebrizi'nin "Hayatının alt üst olmasından korkma, altının üstünden daha iyi olmadığını nereden biliyorsun? " sözüyle iyice cesaret bulup kendimi bile bile gözüm kapalı ateşe attığım zamanlar...
Allah'ım böyle olmasını diliyordu, Allah vardı, Aşk vardı, öyle ise korkmama gerek yoktu. Zor bir yolculuk olacak fakat sonu illa çok güzel, hayrolacaktı. Aşk sayesinde değişip gelişip kendimi bulacak, kendi gücümün, değerimin farkına varacaktım ve öyle de oldu çok şükür.
O tatilden hatıralarım arasında ölümsüzleşen unutulmaz kareler kaldı. Resimde görünen tepe üzerine kurulu yörük çadırında efil efil esen rüzgarla denizi seyrederek düşüncelere dalmak, minderlere uzanıp tek güç kaynağım, desteğim kitaplarıma dalmak, denize girdiğim zamanlarda da kimseciklerin olmadığı anları seçip, sala kadar yüzerek, üzerimde kızgın güneşe rağmen yüzü koyun sala uzanıp, salın tahta aralıklarından gözyaşlarım denize şıpır şıpır akarak uzun uzun ağlamak...
Benden çok önce gözyaşlarım ummana karışıp bana yol açmıştı çok şükür. O zaman dayanılmaz derecede zor olan yaşadığım herşey, hala birazcık içim burulup gözlerim nemlense de şimdi kutlu bir yolculuğun güzel, tatlı hatıraları oldu çok şükür.
Lutfedene sonsuz şükürlerle her anını tekrar tekrar yaşayıp, her fırsatta hayırlarla yadettiğim güzel Aşk yolculuğum, o zorluklar, dökülen gözyaşları olmasaydı bu gün bu halimde olamazdım, hayatım ne boş, ne anlamsız olurdu...
Adevviye Şeyda Karaslan
07 Aralık 2011