Yüreğimin iki gözbebeği İzmir ve Diyarbakır zor günde birbirini kucaklamıştı.
İzmir’e ilk yetişenlerden biriydi Diyarbakır... Deprem sabahı saat 05:00'te Diyarbakır Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Münir Karaloğlu’nun talimatıyla Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi 1 seyyar mutfak,2 panelvan,1 pikap ve 13 uzman personel ile İzmir’e doğru yola çıktı...Vali Karaloğlu‘nun talimatı ile günde üç öğün yemek vermek için 10 ton malzeme ile yola çıkan Diyarbakır ekibi ilk etapta günde ortalama 5 bin kişiye yemek hizmeti vermeye başladıysa da sonrasında talebin artmasıyla bu rakam 10 bin kişiye kadar yükseltildi... Ekibin başındaki isim Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Daire Başkanı Doç.Dr.Hayrullah Akyıldız da ilk günden itibaren İzmir’deydi...
Yüreğimin iki gözbebeği İzmir ve Diyarbakır zor günde birbirini kucaklamıştı.Gönül isterdi ki bu kucaklaşmalar güzellikler içinde olsaydı diye hüzünle iç çeksem de sonra aklıma şu geldi; zor günlerde kurulan destek köprüleri daha değerli ve anlamlıdır... Gerçekten de öyle. Zor günümüzde yanımızda duranı, yüreğini ve kapısını açanı hangimiz unuttu ki?
Halen Bornova Stadına kurulan çadır kentte hizmete devam eden ekip, İzmirli depremzedeleri Diyarbakır lezzetleri ile buluşturup bir nebze acılarını dindirmeyi amaçlıyor. Ve şu an İzmir’deki tek belediye aşevi Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne ait... Son aldığı karar ile bir kez daha duyarlılığını gösteren Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu ekibine ‘ihtiyaç olduğu sürece İzmir’de kalın gerekli malzemeleri göndereceğiz’ dedi...
Öncelikle varlığını ilk göz ağrım İzmir’den esirgemeyen ve depremin ilk saatlerinden itibaren Diyarbakır’ın desteğini depremzedelere hissettiren Vali Karaloğlu’na tekrar teşekkür ediyorum... Çocukluğumun şehri, gönlümün sultanı, ömrümün yarısından fazlasının geçtiği İzmir’i o virane haliyle görmeye tahammül edemediğim için gitmedim! Depremden üç beş gün önce İzmir’deydim ve sanki o acı bir şeyler olacağını hissetmiş gibi dönüşümü öne çekip Diyarbakır’a geri kaçmıştım! Allah o acı günü bir daha hiç kimseye yaşatmasın!
Evet yüreğimin iki gözbebeği iki şehir deprem vesilesiyle yardımda, destekte, acıları paylaşarak azaltmakta buluşmuştu... Bu buluşmanın mimarı da Vali Münir Karaloğlu olmuştu...
Deprem vesilesiyle yüreğine seslendiğimiz Vali Karaloğlu’nu yeri gelmişken birkaç cümle ile zikretmek istiyorum. Kendisi gelmeden adı önden gelmişti ve geldikten kısa süre sonra da kendisinden önce gelen adının altını başarılı kararları ve icraatları ile doldurmaya başladı. İtiraf edeyim ilk bakışta şöyle bir durup incelemek, çözmek ve ona göre bir sonuç elde etmek ihtiyacı duydu Diyarbakır. Çünkü alışkın olmadığımız ‘eyvallahsız bir duruşa’ sahipti... Her toplantı, ziyaret, etkinlikte kulağıma gelenler karşısında ‘oh oh eline sağlık’ dedim... Sonrasında da hem çok tebessüm ettim hem de fazlasıyla ‘içimi rahatlatıyor helal olsun’ dedim. İş ve sonuç odaklı mantığı, gereksiz sohbetlere mesafesi, detaylara takılmadan hızlı ve cesur adımlar atması, gecikmiş değişimleri ayağının tozuyla gerçekleştirmesi, az cümle çok iş felsefesi, kişileri çözme konusundaki analiz yeteneği,realist bakış açısı dikkatimi fazlasıyla çekmişti...
Geçtiğimiz günlerde yaptığı kapsamlı bir açıklamadan bir tek cümle cımbızlanıp manâsından saptırılsa da Diyarbakırlı bu detaya takılmadı çünkü Vali Karaloğlu’nun kısa zamanda yaptığı işlerİ ve şehre verdiği güven duygusu ortada...
Velhasıl-ı kelam İzmir’imin yaresini sarmaya ilk koşan ve halen desteğini esirgemeyen ‘Diyarbakır Yüreği’ vesilesiyle emeği geçen başta Vali Karaloğlu olmak üzere tüm koşturanlara iyiki varsınız diyorum bir kez daha...