Ankara ve İstanbul BB başkanlarının en önemli birinci gündem maddeleri sürekli olarak gelecek CB seçimlerinde aday olmak için plan yapmak ve çalışmak oldu.
Elbet her Türk vatandaşı gibi aday olamak onlarında hakkı.
Fakat seçmenleri tarafından onlara daha önce verilmiş bir görevleri var?
Seçildikleri belediyenin işleri ile ilgilenmek ve görev yaptıkları şehirleri geleceğe hazırlayarak, 10-20 hatta 50 yıllık bir vizyon ile şehirleri için planlar yapmak.
Bu arkadaşların bırakın 5 yıllık plan yapmalarını her gün acaba “ CB adayı olabilmem için son durumum ne ?” sorusu ile tüm zihinleri meşgul olarak güne uyanıyorlar.
Hele Ekrem beyi sormayın.
Tüm Türkiye’yi eleklemek ile meşgul.
Her ikisinin de günlük belediye işlerini güvendikleri adamlarına bıraktıkları belli.
Bu durumda halk aslında onları değil bilmedikleri sadece onların güvendiği kadroları seçmiş oluyor.
Neden mi ?
Çünkü İstanbul ve Ankara’nın BB başkanlarının görev ve sorumlulukları bu kadar kolay olmamalı.
İstanbul’da yaşayan birisi olmadığım için oralarda verilen ve beklenen hizmetleri yakından bilemiyorum.
Ama son günlerde İstanbul’dan haberler de “çöplerle” ve “yollarla”, “sendikal haklar ve grevlerle” ilgili şikayetler sıkça sosyal medyada görülmeye başlandı.
İstanbul’u 21. yüzyıla taşıyacak projelerden zaten bir iz ve haber yok. Her iki BB başkanından gelecekle ilgili ne bir ses ve ne de bir söz var.
Ankara’ya gelince.
Yakından izliyorum.
Bir dost uyarısı.
Ankara’nın “Doğu Batı” aksı ile “Güney-Kuzey” aksında ki ana arter yollarda sabah saat 7.30-9; akşam 5.30-8 saatleri arası trafik durma noktasında ve çok yakında felç olma sinyalleri veriyor.
1-2 yıla kalmaz bu ana arterlerde bekleme süreleri oldukça uzayacak ve inanılmaz kargaşalara sebeb olacak.
Mansur başkanın faaliyet parantezini “Kızılay Genel Başkanı ya da en iyi yardım severler dernek başkanı, gariban babası.” konumundan, Ankara’nın en az 30-40 yılını planlayan ve hemşehrilerinin torunlarının yaşayacağı şehirleri düşünen ve hesaplayan bir başkan olma konumuna geçmesi gerekiyor.
Bir müddet sonra kendi şehrinin problemlerine çözüm aramayan ve bulamayan bir başkanı halk sorgulamaya başlar.
Sen projeni yap, ufkunu ortaya koy eğer iktidarın bir engellemesi olursa halk kim doğru kim yanlış kim haklı kim haksız anlar.
”Ama sen bana zaten para ve imkan konusunda iktidar kapıları kapatıyor ben de sadece elimden gelen sosyal faaliyetleri yapıyor, rutin işleri ve garibanların karınlarını doyurmakla uğraşıyorum dersen iktidar da seni dar alana sıkıştırır ve “yardım mı, eğlence mi? “ kısır çekişmelerinde boğarlar.
Ankara iki katlı yollar ve üç katlı kavşakları çoktan konuşmaya başlamalı idi.
Çevre yerleşimler ile merkez şehir ulaşımı dengeli büyümez ise merkez trafikte “emboli” atar ve şehir önce komaya girer sonra ehil bir cerrah arar.
Her iki şehirin BB başkanı da şehirleri ve hemşehrileri için hiçbir yaşamsal kavgayı iktidarla yapmıyorlar.
Siyasi polemikler dışında bir kavga yok.
Güvenli gıda, sağlıklı şehir ve sağlıklı nesil kavgası verecek ilk sorumlu kişi o “şehrin emini” olmalı aslında değil mi?
Ya ufukları kısa ya da bu mücadeleyi verecek cesaretleri ve kadroları yok.
Velhasıl İktidar dış tehdit ve güvenlik önceliği ile vaziyeti idare ederken her iki BB başkanı da buralarda yapılacak işler önemli değil siz bizi cumhurbaşkanı yapın o zaman meseleyi kökten çözeriz havasındalar.
Özetle şu güne kadar iktidara olan kızgınlık ve nefretin muhalefet olarak bir havuzda toplanmasının avantajı ile üst üste iki sefer BB başkanlığını kazanan İmamoğlu ve Yavaş henüz ehliyetli parlak bir kadro varlığı da gösteremediler ve yönetimleri ile şehirlerini 21. yüzyıla hazırlayacak projeleri ile vizyonlarını ortaya koyamadılar.
Her ikisi de ilçe belediyeciliğinden henüz Büyükşehir belediyeciliğine geçemediler !
Seçime kadar hangimiz CB adayı olacağız çekişmesi hem onları hem de halkı yoracaktır.
Hırsları bu gerçeği görmelerini bile engelliyor demek ki !
Hakkı Şafak Ses