İnsanoğlu doğası gereği yasağa ilgi duyar.
Yasaklanan kitaplar el altından kapış kapış satılır.
Yasaklanan filmler gişe rekorları kırar.
Bu yüzden uyanık yayıncılar kitabına çok sattırmak için "Yasaklanan Kitap" kırmızı bandını çekerler.
Atatürk'e hakaret ve iftiralar ülkede Atatürk sevgisini körükledi.
Son yıllarda Atatürk yeniden doğdu.
Kendi haline bırakılsa resmi bayramlar bireyciliğin arttığı günümüzde şöyle böyle ilgi görürdü. Resmi bayramlar iktidarca örtülü yasağa uğrayınca 29 Ekim'de, 19 Mayıs'ta bayrağını alan meydanlara indi, sokaklar balkondan sarkan Ay-Yıldızlarla şenlendi.
Şimdi de Andımız resmen yasaklanmış.
Ben bu yasağa sevindim, yasak çok çok iyi oldu.
Sosyal medyada görüyorum ki tepkiler fırtına olmuş esiyor.
Bu uyuşuk kalabalıkları ara sıra titretip kendine getirmek gerekir.
Erdoğan'ın algı mühendislerine teşekkür ederim.
Yalnız içimde bir şüphe var; sanki Saray'da kripto Fetöcüler yuvalanmışlar gibi... Erdoğan'ı göndermek için şeytanın bile aklına gelmeyecek kurnazlıklar yapıyorlar.
Ben seviyorum bu yasakları.
Hatta "Türküm" demek de yasaklanmalıdır.
Her kim "Türküm" diyorsa üç, beş gün içeri alınıp soğuk betonlarda geceletilmelidir. Türk üşümeden, Türk titremeden kendine gelmez...