Verem hastası olup romanlarında veremli kahramanlarıyla hastalığın inceliğini anlatan, sağlıklı insanların bilmediği, hissetmediği acıları ve duyguları edebi olarak dile getiren Camus'nün, karantinaya alınmış Oran şehrindeki vebalıların ölümünü tasvir ettiği bölümler oldukça ürkütücüdür. Verem ve Veba geçmiş yüzyıllarda kalmış bir hastalık.
20 yüzyıl insanı özellikle vebanın nasıl bir hastalık olduğunu bilmiyor. Bu yüzden vebanın 20 yüzyıl insanı için korkunç bir yüzü vardır. 1980'lerde okuduğum bu romandaki vebalı kişilerin koltuk altlarında, kasıklarında ortaya çıkan hıyarcıklarla acı çekerek ölmesi ürkütücüydü... Düşünün bir defa; vucudunuzun belli noktalarında şişkinlikler oluyor sonra bunlar sizi ölüme götürüyor. Ve bu hastalık bir şehri veya bir kasabayı yok edebiliyor. Örneğin Papa Peneloux, vaazında halkı uyarırken, daha doğrusu bunun Tanrının iradesi olduğunu anlatırken şöyle der: Falan şehirde veya kasabada veba ortaya çıktı yalnızca altı kişi kurtuldu... Şimdi böylesine kötü bir hastalığın bir şehri kırıp geçirdigini düşünün. Bir de bu şehirdeki insanların halet-i ruhiyelerini... Biz vebaya yabancı bir devirdeyiz. Vebadan daha çok bulaşıcı ama daha az öldürücü bir hastalık olan corona ile karşı karşıyayız. Coronanın nasıl nüksettiğini ancak yapılan paylaşımlardan öğreniyoruz. Çünkü ilk defa böyle bir hastalıkla karşı karşıyayız. Kimse hakkında birşey bilmiyor. Anlatıldığına göre yüksek ateşler içinde, eklem yerleriniz ağrıyarak ,nefesiniz kesilip boğuluyormuş gibi oluyorsunuz. İleri safhasında ise cigerlerinize jilet atılıyor yahut cam parçalarıyla kesiliyormuşcasına büyük bir acıyla ölüyorsunuz. Atlatanlar dahi acı çekerek atlattıklarını söylüyorlar. Veba gibi acı çektirerek öldüren bir hastalık. Corona ile ilgili duyduklarımı veba ile karşılaştırınca ürperiyorum. Klasik devirlerin vebası gözle görülen somut bir hastalık. Corana ise gözle görülmeyen, ama verdiği acıyla varlığını hissettiren soyut, sinsi bir mikrop!
Veba bulaştığı herkesi ayrım yapmadan öldürürken, corona seçim yapıyor. Herkesi esir alıyor ama öldüreceklerini kendisi belirliyor. "Akıllı Şehirler" in icat edildiği bir devirde "akıllı virüs" olarak nüksediyor. "Yavaş şehirler" in rağbet gördüğü bir devirde herkesi eve kapatarak "Yavaş Şehirler" yaratıyor. Hızlı yaşam temposunu ise yalnızca kendine uygun görüyor. Öyle hızlı hareket ediyor ki onu dünyanın en süper güçleri dahi yakalayamıyor...
Herkes corona üzerinden birşeyler söylüyor ama bu süreçten ilhamla Albert Camus gibi bir Veba şaheseri yaratabilirler mi bilemiyorum. Veba'yı okurken ürkmüş, iyi ki o çağda yaşamıyorum demiştim, şimdi coronalı bir dünyada yaşadığım için korkuyorum. Çünkü corona vebadan daha sinsi...