"Uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti suçu, uygulamada sıkça karşılaşılan ve hukuk tekniği anlamında karmaşık bir suç tipidir. Teknolojinin gelişmesi ile üretilen uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin çeşitliliği arttığı gibi maliyetler düşmekte, böylece uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri elde etme, yani satıcı ile kullanıcının buluşması kolaylaşmaktadır.
Maalesef günümüzde toplumsal bir sorun olarak çözüm bekleyen uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasının, gençler arasında yaygınlaştığı görülmektedir ki, bu tehlike alt yaş grubunda bulunan çocukları da tehdit etmektedir. Özellikle uyuşturucu veya uyarıcı madde fiyatlarının düşük olması ve erişilebilirliğin artması, uyuşturucu madde kullanım yaşını orta öğrenim seviyesine çekmeye başlamıştır.
Bu nedenledir ki; uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti suçu için kanun koyucu tarafından öngörülen cezalar, korunan hukuki yararın önemi dikkate alınarak caydırıcı boyutlara taşınmıştır. Ancak belirtmeliyiz ki, yalnızca cezalarla uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasının önüne geçilmesi mümkün değildir.
Bu konuda mutlaka özellikle gençleri ve çocukları koruyucu ve eğitici tedbirlere başvurulmalı, en önemlisi de önleyici etkin kolluk faaliyetlerinin çeşitliliği ve kalitesi yükseltilmelidir." (Alıntı: Prof. Ersan Şen)
Uzman bir hukukçunun makalesinde, konuyla ilgili bir bölümü sizinle paylaşarak giriş yaptığım yazımda, "Uyuşturucu" konusunun toplumun geleceği açısından ne kadar öneme haiz bir mesele olduğunu gündem etmek istedim.
Siyaset, ekonomi, savunma ve güvenlik meseleleri gündemi fazlasıyla meşgul ederken, uyuşturucu kullanımı ve madde bağımlılığı birçok haneye ateş düşürmeye devam ediyor.
Öyle bir illet ki, hiç ummadığınız ailelere bile sirayet etmiş! Zengin, yoksul ayırt etmeden, onbinlerce gencin hayatını karartıyor.
Yakından tanıdığım bir aileye bayram ziyaretine gittiğimde öğrendim. Yirmili yaşlarda ki oğlu madde bağımlısı olmuş. Babanın mali durumu gayet iyi. Fabrikasında onlarca işçi çalışıyor. Gel görelimki adam perişan olmuş durumda. Her türlü çözümü denemiş. Hastane, doktor, her yolu denemiş ama sonuç alamamış.
Şimdi çocuğu eve dahi gelmiyor, sokaklarda yaşıyor.
Bu sadece bir örnek. Madde parası alabilmek için hırsızlık yapan, annesini, babasını öldürenler bile var.
Meselenin dramatik yüzü kelimelere sığmayacak kadar büyük aslında.
Hülasa, bu bağımlılık öyle sigara bağımlılığı gibi değil. Bir kere bulaştımı tedavisi ve geri dönüşü neredeyse imkansız gibi birşey. Bu illete bulaşıp hayata dönüş yapabilen çok az.
Madem böyledir, devlet bu maddelerin ulaşılabilirliğini ve hatta bu maddeleri topyekun imha etmenin bir yolunu bulabilir mi?
Bunu, eleştirmek için değil, iyi niyetle soruyorum.
Bu tür maddeleri satan torbacılar bir yana, bu işin baronları kimse, bunlara ulaşamıyor mu yetkili güvenlik birimleri?
Uyuşturucu kullanma yaşının 12 civarlarına düştüğü biliniyor. Özellikle varoş kesimlerde, okul önlerinde ve tenha parklarda uyuşturucu satanlar hiç bir engele takılmadan bu işleri nasıl yapabiliyorlar?
En az terör kadar tehlikeli olan madde bağımlılığı hususu, ülkemizin ve toplumun en büyük "Beka" sorunlarından birisidir.
Bu konuda ki kanunların yeteri kadar caydırıcı olmadığı açık! Öyle olsaydı, muhakkak olumlu netice alınır idi.
Uyuşturucu ticareti ve terör suçları kapsamına alınarak, ağır cezayı içermelidir.
Aksi halde bunun önüne geçilemez!
"Bir insanın hayatı, bütün insanlığın hayatıdır" prensibiyle bakılmalı ve yetkililer uyuşturucuyla mücadeleyi daha ciddiye almalılar.
Aksi halde, bu ateş herbirimizin ocağına düşebilir! Hiç kimsenin garantisi yoktur.
Emniyet güçleri bu hususa daha fazla hassasiyet göstermeliler. Madde kullanımı ve satıcılarına dair her türlü istatistik verilerine sahip olduklarını düşünüyorum. Bu işlerin yapıldığı noktalar,semtler, mahalleler güvenlik güçlerimizin bilgisi dahilindedir.
Tüm bunlarla birlikte, merkezi idarenin gerekli yasaları bir an önce çıkartması ve uyuşturucu satıcılığını en ağır suçlar kapsamında değerlendirmesi, bu suçun işlenme oranını ciddi manada düşürecektir.