Türkiye’nin üzerine oturduğu coğrafya:
Milattan Önce 162 Milattan Sonra 72 tarihleri arasında hüküm sürmüş olan, çağının barış krallığı olan Kommagene Krallığı, başta olmak üzere, Tarihsel süreç içinde, köklü medeniyetlerin yaşadıkları, tarihi ve kültürel eserleri miraslar bıraktıkları, Türkiye’yi ziyaret eden yabancı bilim adamlarının, turistlerin, ilgisini ve dikkatini çeken, sık sık ziyaret ettikleri, tarihi ve kültürel eserlere ve miraslara sahip olan bir coğrafyadır.
Batıyla Doğuyu, Güneyle Kuzey’i birbirine bağlayan, jeopolitik ve jeostratejik bir coğrafik yapı ve konuma sahip olan, bu coğrafik yapısının, kendisine, büyük fırsatlar sunduğu, bir coğrafyadır.
3 tarafı denizlerle çevrili olan, denizi, deniz kıyıları ve sahilleri, 4 mevsimde Türk halkının ve yurt dışında gelen turistlerin ziyaret ettikleri, konakladıkları bir coğrafyadır.
4 mevsimin yaşandığı, her türlü ürünün yetiştirilmesine uygun olan mevsim ve toprak yapısına sahip olan bir coğrafyadır.
Türkiye’nin üzerine oturduğu coğrafya, 2 Türkiye’yi geliştirecek, kalkındıracak, zenginleştirecek, aş ve iş sorununu çözecek fırsatlara sahip olan bir coğrafyadır.
Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’ni, aklın ve bilimin öngörüsünde halk egemenliğine dayalı olarak kurdu. Üzerine oturduğu coğrafyasının fırsatlarını zenginliğe dönüştürecek, ülkeyi geliştirecek, kalkındıracak ve zenginleştirecek bir anlayışla, inşa etti. Atatürk’ün yönetiminde eğitime önem verildi. Bütçede eğitime yeterli kaynak ayrıldı. Türkiye Cumhuriyeti, dışarıdan borç alınmadan, fabrikalarla donatıldı. Gelişti, kalkındı, zenginleşti. Dünyanın önde gelen tarihçileri, siyaset ve sosyal bilimcileri, uluslararası kurum ve kuruluşlar tarafından örnek alınan ve örnek gösterilen bir ülke oldu.
Çok partili döneme geçildikten sonra, 1950 seçimlerinden başlayarak iktidara gelen partiler, bütçeden eğitime yeterli pay ayırmadılar, eğitime yatırım yapılmadılar. Okullarda akla ve bilgiye dayalı eğitim yapılmadı. Halkın eğitim ve bilgi düzeyi yükseltilmedi. Bu nedenle halk, Türkiye Cumhuriyeti’nin üzerine oturduğu coğrafyasının kendisine sunduğu fırsatın farkında değil. Türkiye Cumhuriyeti’nin üzerine oturduğu coğrafyasının kendisine sunduğu fırsatları, ülkenin gelişmesini kalkınmasını, zenginleşmesini sağlayacak olan parti ve kişileri yönetime getirmiyorlar.
Bu nedenle Türkiye iyi yönetilemiyor. Üzerine oturduğu coğrafyasının kendisine sunduğu fırsatlar, zenginliğe dönüştüremiyor. Türkiye gelişemiyor ve kalkınamıyor. Aş ve iş sorunları çözülemiyor. Barış ve huzura kavuşamıyor.
Türkiye’nin, iyi yönetilmesi, gelişmesi, kalkınması, zenginleşmesi için:
Siyaseti kendisi için değil halk ve ülke için yapan, parti ve siyasetçilerin iktidara getirilmesi, bütçeden eğitime yeterli payın ayrılması, okullarda akla ve bilgiye dayılı eğitim yapılması, halkın eğitim ve bilgi düzeyinin yükseltilmesi, Türkiye’nin üzerine oturduğu coğrafyasının fırsatlarını zenginliğe dönüştürecek çalışmalar yapılması, ileri teknolojiye dayalı zenginlik yaratan üretim yapılması gerekiyor.
Ancak o zaman Türkiye Cumhuriyeti gelişir, kalkınır, zenginleşir, aş ve iş sorununu çözer. Barış ve huzura kavuşur.