Osman Turan'ın Osmanlı ve Selçuklu araştırmalarını koyun bir kenara, onlar saygı değerdir. Demokrat Parti'de siyaset yaptıktan sonra yazdığı siyasi eserlerini gençlik yıllarımızda özenle okuduk. Keşke okumasaydık.
Bu "keşke"yi çok yıllar sonra anladık. Cumhuriyetimizin en doğru, kalkınma hamlesi için en yararlı projelerinden olan Köy Enstitüleri için yazdıkları tam bir fikir sefaletidir,. İyi bir tarihçi, kötü bir siyasetçi, dünyaya partizanlık penceresinden bakan sefil bir kalemdi.
Cesurhan Taş sosyal medya sayfasında bakın ne güzel yazmış
"Amele kültürü" ve "tezek edebiyatı"...
Bu kavramlar, "Türk Sağı"nın muteber isimlerinden birisi olan Prof.Dr.Osman Turan'a ait...
Köy Enstitülerine yönelik eleştiri yaparken Marksist "proleterya bilinci" kavramını, "amele kültürü" diyerek niteliyor.
Türk Köylüsünün kalkındırılması çabalarını da "tezek edebiyatı" diyerek aşağılıyor.
Köy Enstitülerinde çiftçilik, nalbantlık, arıcılık, sağlık memurluğu, müzisyenlik vb. sanat ve zanaatların öğretilmesine şiddetle karşı çıkıyor.
Türk çocuklarının okullarda meslek öğrenmelerini gereksiz görüyor.
Kitabın her satırında bir ayrı "sığlık" damlıyor...
Türk insanının meslek sahibi olmasına bir "Türk Sağı" aydınının karşı çıkmasını anlayamıyorum.
Türk sağı, Türk insanının mesleksiz, elinden hiç bir iş gelmeyen bir kişilik olmasını mı istemektedir?
Bu ne yaman bir sığlıktır!!
Alper Aksoy