Türk ve Müslüman kalarak da Batılılaşmak mümkündür. Japonlar milli kimliklerini koruyarak çağdaşlaştılar. İşin aslında "Batılılaşma" diye reddettiğimiz evrensel kültür değerleri, evrensel hukuk, evrensel birey hakları, evrensel demokrasi, bilim, teknoloji, düşünce özgürlüğü kısaca çağdaşlık. Türk sağının kalemşörleri üç beş zihin çelen nokta bularak onun üstünde tepiniyorlar yıllardır.
Avusturya'da okullarda başörtüsü ile ilgili parlamentoda konuşma Yapan bağımsız milletvekili Martha, başörtüsünü takıp şöyle dedi:
"Siz başörtüsünden mi korkuyorsunuz. Yoksa Kuran'dan mı?.. Neden Yahudi kipası ile okullara girebilen öğrenicilere ses çıkarmıyorsunuz?.. Bakın ben de başörtüsünü takıyorum şu an ve taktım... Bakınız ben yine Martha'yım. Değişen ne oldu?.."
Avusturya'da bunlar olurken Afganistan'da kadın haklarını savunan gazeteci Mena Mangal sokak ortasında öldürüldü.
Cemal Kaşıkçı'yı Suudlar İstanbul Konsolosluğunun içinde özel bir ekip tarafından kestiler, cesedini yok ettiler.
İran'da kadınlar sokak ortasında kırbaçlanma cezasına çarptırılıyor hatta idam ediliyor.
Türk sağı 75 yıldır "Ceza yasasını İtalya'dan, medeni haklar yasasını İsviçre’den, ticaret yasasını Almanya'dan aldık" diye ellerindeki lümpen tokmaklarla davullar çaldılar... Elbette evrensel hukuk nerede gelişti ise oradan alınacaktır. Afganistan, İran, Suudi’den almaya var mısınız?
Öyle bir imkân olsaydı Türk sağının beynini yeniden formatlardım. Kafasında "bad sectör" olanları İran'a, Afganistan'a, Suud'a gönderirdim. Ama gel gör ki en yobaz Müslümanlar bile Batılılaşmayı gavurlaşma olarak görürken biti kanlananlar Almanya, Fransa, İngiltere’ye yerleşiyor; Mısır’a, İran’a, Arabistan’a gideni görmedik daha.