Halil Korkmaz arkadaşım bugün hanemize şeref verdi. Halil abi tam bir çevreci. Aynı zamanda kendisi bir dağcı, bir fotoğraf sanatçısı.
Kendisinden not aldıklarım "Bir yerin fotoğrafını çekeceksen objeyi tam merkeze alacaksın, dedi. Hastalığın ne olursa olsun mutlaka yürüyeceksin. Gölbaşı'ndasın yanında Mogan Gölü var, Eymir Gölü var, evde oturmakla olmaz, gezip hava alacaksın." Eymir Gölü'ne götürdü. Burada gördüğü her ağacı tarif etti; Ne ağacı olduğunu, meyvesinin nasıl olduğunu tarif etti. Gördüğü otlar hakkında bilgi verdi. Bu arada şunu söyledi "Türkiye'nin Ziraat fakültelerinde Anadolu'nun bağ ve bahçelerinde çalışan ağacın bütün halinden anlayan, aşı yapmasını bilen, dikmesini bilen, sulamasını bilen vatandaşları derse sokmak gerekiyor. Ziraat fakültelerinde teori üretiliyor pratik yok, tarım ve ziraattan anlayan vatandaşlarımız ders anlatsınlar.", Emir gölünün tepelerinde Drakula'nın Şatosu gibi dikilen binaları gösterdi; "halka atılan bir kazıktır bunlar," dedi." İşte satarken Eymir Gölü manzaralı diye satıyorlar. Emir gönlün ne manzarası olacak ki bir avuç içi kadar yer, o yüksek kulelerden ne toprağın kokusunu alabilirsin ne gölün havasını. Gökdelende yaşayan biri akıl sağlığını yitirir, deneyi de yapılmış, İtalya'da her yüksek katta bir hayvan beslemişler ve aynı yiyeceği vermelerine rağmen katlar yukarı çıktıkça hayvanların sağlığı bozulmuş, çevreye mutlaka saygı duymak geliştirmek gerekiyor, toprağa canlıya mutlaka sevgi göstereceğiz. Emir Gölü gibi Mogan Gölü çevresi de görüntü kirliliği yaşıyor, " dedi.