BUGÜN 15 MART
TALAT PAŞA'NIN ŞEHİT EDİLİŞİNİN 100. YILI
Eşi Hayriye Hanım anlatıyor:
"1. Dünya Savaşı sırasında evimize vesika ile ekmek alırdık. Güzel yemeklere veda etmiştik. Sadrazam iken bile halkın yediği kara vesika ekmeğini yerdik. Bir gün İaşe Nazırı İsmail Hakkı Paşa evimize gelmişti. Sadrazamın evinde çamur gibi ekmek yediğimizi görünce bizim şoförü yanına çağırmış ve ertesi gün kendisini görmesini istemiş, şoföre bir torba beyaz ekmek verip eve yollamıştı. Akşam eve geldiğinde sofraya oturduk. Beyaz ekmeği görünce, en küçük dilimleri bile topladı ve şoförü çağırıp şu emri verdi:
’Bunları İsmail Hakkı Paşa’ya götür ve selamımı söyle. Biz, her gün vesika ile ekmeğimizi mahallemizin fırınından alıyoruz. Bu ekmeğe ihtiyacımız yok."
O sırada annesi hastaydı ve biraz ayırmasını istemiştim. Kesin bir dille:’ O ölürse ben de ölürüm ama, herkesin ihtiyar annesi var, onlar ne yiyorsa benim annem de onu yiyecektir.”
Kaf Dağının ardından masal anlatmadım size. Bunlar Hayriye Hanım'ın yazdıkları. Bugünün Müslümanları böyle bir şeye asla inanmaz çünkü onlar "İtibardan tasarruf olmaz" sözlerine alkış tuttular.
***
Yıl 15 Mart 1921...
Berlin’in Charlottenburg semtindeki Hardenberger Sokağı’ndaki 4 numaralı evde ikamet eden Talât Paşa bu sabah, bir arkadaşıyla sohbet ederken, vatana kavuşanların toprağı nasıl öptüklerini anlatıyordu.
Arkadaşı:
“Her halde siz de onlar gibi toprağı öpeceksiniz?” diye sormuştu.
Bu soruya Talât Paşa ağlayarak şu karşılığı vermişti:
“Ne dersin sen?.. Ne dersin sen?.. Ben öpmelere doyamam ki… Yiyeceğim vatan toprağını, yiyeceğim…”
Arkadaşı evden ayrıldıktan sonra Talat Paşa saat 11’e doğru evden çıkıp. sokak boyunca yürümeye başlamıştı. 17 numaralı evin önüne vardığında, karşısından gelen gri paltolu bir genç önce Talât Paşa’nın kendisini geçmesine izin vermiş, ardından dönüp tabancasının tetiğine basmıştı. Talât Paşa ensesinden giren tek kurşunla yere yığılırken, genç adam silahı atıp kaçmaya başlamıştı.
Katili Mahkemede şöyle demişti:
“Ben Talât Paşa ile iki kez karşılaştım. Gözlerime öyle bir baktı ki, korkudan titredim. Elimi silahıma attım ama çekip ateş edemedim. O yüzden üçüncü gün arkasından ateş ettim”
Ve son günlerinde evindeki not defterine şunları yazmıştı:
"Yatakta ölmek nasip olmayacak ama ziyanı yok, varsın vursunlar, vatan benim ölümümle bir şey kaybetmez.
Bir Talât gider, bin Talât yetişir!.."