SOYER VE ŞENTOP !..

Abone Ol

Şimdi bu iki ismi niçin yan yana yazdığımı merak ediyorsunuz?
Bu iki ismin şahısları itibarı ile, bir biri ile hiçbir yakınlığı ve irtibatı yok.
Hayat boyu belki hiç karşılaşmamışlardır.
Aynı siyasi kulvarların adamları değillerdir çünkü.

Bu iki ismi yan yana yazmamın sebebi “seçicilerinin” daha doğrusu “tercih edip yeni görevlerine atayanların ortak mantık paradoksları !..

Atama yapanların bu isimleri tercihlerinin “ ...rağmen, diyerek bu isimlerde ısrarlarının gerçek sebebi bizce şimdilik bilinmemese de bir ortak paydayı işaret ediyor”

Bildiğiz gibi “Tunç Soyer” isimli birini, itiraz ve seçmen tepkilerine ve de “ittifak ortağının” istememesine rağmen Kılıçdaroğlu kimseyi denlemedi ve İzmir Büyükşehir beledeye başkan adayı yaptı. Sanki CHP’de bu makama; tartışmasız, tüm Türkiye’ye mesaj niteliği taşıyacak ve CHP’yi daha geniş seçmen kitlesi ile kucaklaştıracak bir aday yokmuş gibi ayağına kurşun sıkarcasına, Kılıçdaroğlu inadına CHP’yi küçültecek bu adayda ısrarcı oldu?
Ve CHP’nin Türkiye’yi kucaklayacak bir parti olamayacağını sanki İzmir adayı ile ilan etti.
Gerek CHP seçmeni ve gerekse Türkiye kamuoyu bugüne kadar “niçin Soyer ?” adının mantıklı ve haklı gerekçesini hala öğrenebilmiş değil.

Şimdi gelelim Şentop’a !..
Niçin Şentop TBMM Başkan adayı yapıldı?
300 kişi içinde AK Parti, Türk Milletinin, “1” numaralı koltuğuna ve Türk devletinin “2” numaralı koptuğuna “Örnek bir rol model kimliği” taşıyan birini değilde, niçin Şentop’u TBMM başkan adayı gösterdi ?

Şentop acaba “ahlak ve muhafazarlık “ açısından Türk Halkına doğru örnek bir rol model olabilir mi?

Heleki 17-25 Aralıktan sonra “Hocaefendi ve cemaat üzerine gidiliyor, biz onları biliriz, 70 lerden beri onun kasetlerini dinleyip, yazılarını okuyarak yetişmişiz biz” dediği tv programlarını hatırlatsak !..

Kimsenin özel hayatı ve tercihleri biz dahil kimseyi ilgilendirmez.
Dava konusu olayları bilenler bilir. Bilmeyenler öğrensin.

Şimdi, olayın kişileri ve özel hayatları bizi ilgilendirmez, fakat bizi temsil makamına tercih edilmelerinin gerekçesi ve açıklaması elbette hepimizi ilgilendirir.

Muhteşem karakter örneği ya da üstün zekalı biri midir.?
Siyasi özgül ağırlığı AK Partide oldukça fazlamıdır.
TBMM gibi milleti temsil edecek makama AK Parti tartışmasız, mazisini savunma ihtiyacında olmayan ve “hocaefendiden” derslerle yetiştiğini söylemeyen bir adam bulamadı mı?

Ya da bile bile, inadına AK Parti tarafından kimliği ve “Fetö” ile ilgili tartışmalı sözleri ile yeniden gündeme geleceği bilinen bir isim neden TBMM başkanı yapıldı ?

CHP neden SOYER’i aday yaptı?
AK Parti neden Şentop’u TBMM başkan adayı gösterdi ?

Siyasete güvenin azaldığı, hatta dibe vurduğu, partilerin fikri ve siyasi duruşlarının ittifaklar yüzünden sulanıp laubalileştiği ve ufukta endişeli bir gelecek beklentisi kamuoyunu sarmışken; birileri, bir başka “akıl (!)”, sanki siyasetin mevcut yapı ve temsilcilerini çürüttükçe çürütüyor.Siyasi yapılarını kokuttukça, pis pis kokutuyor.

Güya sistem iki ayak üzerinde yürüyecekti.
Hem iktidar ayağının hem muhalefet ayağının aynı zamanda “kangren” 
olması için inadına hata üstüne hata belki de tuzak üstüne tuzak kuruluyor.

Sanki “silip süpürüldüklerinde”, “hak etmişlerdi, belalarını buldular, iyi oldu, iyice fütursuz ve ukalâ olmuşlardı. Milletin önlerine ne koysak yer, her şeye alıştılar, bir iki kızar unuturlar.Alışırlar” diyorlardı, “bak belayı buldular” diye halkın arkalarından konuşmasını ve tek bir savunucularının olmamasını isteyen ve sürekili hata yapmalarını sağlayan ya bir mekanizma var ya da gerçekten siyasi kalite ve seviyeleri bu.Çıtaları asla bulundukları mevki ve makamlarla hiç de doğru orantılı değil. 
Her iki durumda da eyvah ki eyvah !..

Vah “ Devletim” vah !..
Vah “ Ülkem “ vah !..