Genel ve yerel seçimler arifesinde kenti ve ülkeyi yönetecekler kadrosuna talip olanlar oluyor. Yerelde belediye başkanlığına, genelde ise yürütme görevlerinde yer almak veya hükümeti denetleme adına göreve talip oluyorlar.
Müracaat edenlerden sorun çözecek, milleti rahatlatacak politikalar üretecek tecrübeye, kabiliyete, birikime sahip olanları tebrik etmek lazım.
Her babayiğit aklı başında kimse bu kadar kul hakkı ve sorumluluk gerektiren görevlere de kolay kolay talip olmazlar.
İmam-ı Azam’ın ‘ bu vebali, emaneti omuzlayamam’ deyip uğruna zindanda kalmayı , işkence görmeyi tercih ettiği duruşunu, adaylık başvurusunda bulunan Müslümanların bilmediklerini sanmıyorum.
Eskiden bir iki tane cahil cühela, aklı kıt, ailenin aday olma uyarılarını dinlemeyip adaylık müracaatında bulunan oluyordu. Bu tipler biri birine baka baka, memlekette 30-40 bin lirayı gözden çıkaracak çapsız kabiliyetsiz varsa çeşitli partilerden adaylık başvurusunda bulunmaya başladılar (Sözümüz sadece parası olup, hiçbir kabiliyeti, yeterliliği olmayanlara)
Ben kadın ve gençlerin siyasette yer almasını arzu eden ve destekleyen birisiyim, bu kesimden adaylık başvuruları olunca mutlu olan biriyim fakat, bazı kesimlerden de artık siyasette bizi temsil etmeye cesaret gösterenler oldu ve bu işin çivisi, cılkı çıktı.
Örneklerden birinin broşürünü elinize alın ve sorgulayın ve sesli olarak şu soruları sorun.
Sen bu eğitim ve öğrenim düzeyinle bulunduğun bölgede Vali’ye hangi proje sunabilirsin?
Sen o Valinin kaymakam olmak için girdiği sınava, bu halinle 200 yıl girsen, 200 yılda 25 puan alabilirimsin?
İline ve seçim bölgene gelen yabancı bir heyeti hangi görgün, hangi bilginle karşılayacaksın?
Gittiğin mecliste veya seçildiğin belediye de Özel kalem müdürün fakülte mezunu sen bu halinle ne talimatı vereceksin? Belediyelerde fakülte mezunu çöpçüler var, bu halinle utanmıyormusun belediyeyi idare etmeye talip olmaya? Belediyede ömrünü üniversitelerde ve sahada geçirmiş onca harita, makina, jeoloji, Elektrik ve gıda mühendisini karşına alıp ne talimatı vereceksin HÖDÜK?
Gittiğin veya gideceğin mecliste sekreterin, danışmanın, şoförün fakülte mezunu, yanı sıra birkaç fakülte bitirmişler, bir çok konferans ve çalıştaya katılmışlar.
Mecliste restoranda bulaşıkçılık yapan, yemek servisi yapan görevlilerin çoğu yüksek lisans yapmış. Bu bulaşıkçılar meclisin çalışma şekli, işleri ve düzen hakkında tecrübeliler her konuda sana 8000 fark atarlar HÖDÜK, sen kimsin nesin ki bu kimseleri sana hizmet zulmüne uğratmaya çalışıyorsun.
Memleketin sorunlarını çözecekmiş! Diye de değişik mecralarda birde büyük laflar etmezler mi?
Hödük, bu memlekette ne sorun varsa sizin eseriniz, gittiğiniz her kurumu, yerleştiğiniz her kuruluşu tarumar ettiniz, sen kim memlekette sorun çözmek kim?
Bu memleketin en büyük sorunu sizsiniz siz. Milletin yakasından düşseniz memleketin çarkları dönmeye başlayacak.
Osmanlıda bir berber, bakkal dükkânı açmak için belli bir eğitimden geçmiş olmak, mesleki yeterliliğin yanı sıra ahlak düzeyinin test edilmesi gerekiyordu. Ahi Evran gözden geçirir, imtihan eder sonra bakkal işletme ruhsatı verirlerdi.
Bu aday adaylığı kartvizitiyle 5 yıl arz-ı endam etmek isteyen Hödükler Ahi Evran’ın sınavına zaten giremezler di, sistem buna müsaade etmezdi. Bakkal sınavına girdim deme şansları bile yoktu.
Demokrasi güzel bir şey, seçme seçilme hakkı saygı duyulacak bir şey ancak, Türkiye’de ki seçim ve siyasi partiler yasaları günümüz ihtiyaçlarını karşılamaktan çok uzak .
Sistem yeterlilik, liyakat ve adalet üzerine yeniden inşa edilmek zorunda, bu haliyle sistem zaten sorun çözmekten çok, sorun üretiyor.