Teknolojik gelişmede farklı şirketleşme, üretim ve marka çeşitliliği, alım gücü, nüfusa göre üretim ve çoklu rekabet ile
rekabetin meydana getirdiği ticari mücadele insanlığın yararına olması gerekirken, bir çok büyük şirket pastadan daha çok pay alabilmek için birbirleriyle kıyasıya bir yarış içerisine girmişlerdir.
Üretici konumunda ki bir çok sektörde üretim, arz ve talep dengesini sürekli kılarak ayakta kalmak adına özellikle sosyal medya ve reklamlarla algıyı kullanıp tüketim çılgınlığını üst seviyelere taşımaktadır. Ürün arzını tv, telefon ve bilgisayarlar da olduğu gibi bağımlılık haline getirerek toplumların ruh sağlığını, güçlü yapılarını ve bağlarını zayıflatarak ortadan kaldırarak, toplumları teknolojik bağımlılıkla kontrol altına almak için ciddi çalışmalar yapmakta ve maalesef başarılı da olmaktadırlar.
Geldiğimiz nokta, hepimizin kullandığı ve satın aldığımızda da kontrolün bizde olduğunu sandığımız bütün ürünler aslında bizleri kontrol altında tutarak konuştuğumuz, yazdığımız ve hatta her yaptığımızı takip eden birer ajan ürün halindedir.
Elbette düşünen insan için bu durumdan kurtulmanın ve etkileşimi en aza indirmenin yolları vardır.
Yeni Dünya düzeni içerisinde ellerinde ki dijital teknoloji ve yapay zeka kullanımı ile uzaydan bütün insanlığı kontrol altına alabilmek için bu çalışmaları bir program dahilinde uygulamaya koyduklarını ve bunuda adım adım gerçekleştirdiklerini artık hepimiz biliyoruz.
Öncelikle hedef kitle gençliktir;
“Toplumları kontrol altına almak istiyorsanız bütün milli ve manevi değerlerinin kodlarıyla oynayarak
toplumun yetişen yeni neslini kontrol altına alacaksınız.”
Yeni neslin kontrol altına alınmasını önleyecek tek akıl ise yerli ve milli müfredat ile yetişmiş, tecrübeli ve donanımlı bir tarihi hafızası olan, aile bağları güçlü, bir ve birlikte hareket edilince her zorluğun üstesinden nasıl gelineceğini bilen, aileleri ve toplulukları ayakta tutan, sözleri saygıyla dinlenen büyük aile bireyleridir.
Onun için “proje virüs” daha çok yaşlı nüfusu kırıp geçirmiştir.
Bu saldırı aslında nesillerin yaşayan tarihlerine, aklına ve kültürüne yapılan bir saldırıdır.
Mutasyona uğramış dedikleri yeni peydahlanmış virüs ise panik ve korkuyu diri tutmak adına toplumun bütün kesimlerine mesaj vermek için bundan böyle genç ve çocuklarda görüleceği kanısı güçlüdür.
Dikkatli olunması konusunda biz kendi açımızdan dünyada olup biteni ifade etmeye gayret ettik.
Dünyada olup biteni okumaya çalışırken ne yapılması konusunda da yapılması gerekenlerle ilgili görüşlerimizi de ifade edeceğiz.
Tehlike büyük boyutlarıyla devam ederken milyonlarca can alıp halende almaya devam ederken orta yerde mücadele edilmesi gereken ciddi bir sorun varken
ABD’ li şirketler uzaya uydu gönderme yarışındalar.
Anlaşılan ve görünen o ki uzayda bir uydular kolonisi kuruyorlar.
Hayatımıza giren bundan böyle de hayatımızda olacak olan dijital teknoloji, yapay zeka ve robotik hayat İle birlikte hedef sinyallerle kontrollü hayat düzenidir.
Gönderilen uyduların görevinin frekanslar sinyaller göndererek hayatımız içinde kullandığımız bir takım ürünlerin çalışmasını sağlamaktır.
Bildiğiniz gibi kullandığımız bütün teknolojik ürünler ( telefonlar, televizyonlar , bilgisayarlar vs.)
frekanslar üzerinden sinyal alarak kullanılması mümkün olan ürünlerdir.
Bu ürünlere kodlanmış sinyal gönderilmediği zaman ürünlerin hepsi işlevsiz kalır ve hepsi birer çöp olur.
Bizlere hizmet sağlayan sinyal ve sunucuları kapatsalar ne yapacağız ?
Ya da ülkelerin kendi uyduları kanalıyla halkına sağladığı teknolojik altyapı desteği uzaydaki uydunun şu veya bu şekilde devre dışı bırakılmasıyla kullandığımız bu ürünlerin
gerekliliklerinin bir anlamı kalır mı ?
Sizce dünyadaki insanlarında içinde bulunduğu her türlü canlı popülasyonu bir mühendislik projesi ile tek merkezden yönetilebilir hale getirilebilir mi ?
Henüz başında olduğumuz bu gidişin ilerleyen zamanlarda başka korkutucu versiyonlarını yaşamaya hazırlıklı olmalıyız.
Bunun için ;
1. Sağlık altyapısını salgın çeşitliliği ile mücadele edecek bir yapıya ulaştırmalı ve sinyallere dayalı meydana gelecek beyin, kalp ve cilt hastalıklarına karşı da hazırlıklı olmalıyız
2. Yeni bir salgın dalgası ile sadece temizlik maske ve mesafe telkinleri ile mücadele etmemiz artık mümkün olmayacaktır.
Gelecek yeniye hazırlıklı olarak
koruma tedbirlerindeki
mücadele çeşitliliğini güçlü hale
getirmeliyiz.
3. Temel ihtiyaçlarımız olan su, gıda ve hayvansal ürün tedarikinde aksama yaşamamak için ülke genelinde yeni sürdürülebilirlik politikası geliştirmeliyiz.
4. İlaç, aşı, serum, robotik cerrahi ve görüntüleme sistemleri konusunda yerli bağımsız üretim ve tedarik için vakit kaybetmeden ciddi programlı çalışmalar içerisine girmeliyiz.
5. Uzaydan gelebilecek yüksek düzeyli elektromanyetik dalgalar, lazer sistemi dediğimiz sistemle yapılabilecek lokal ve genel saldırılar ve ısı ve ışık ile yapılabilecek her türlü saldırılara karşı baş edilebilecek yeni birimler kurulmalı. Teknolojik karşı koruyucu yansıtma ve güçsüzleştirme koruyucu sistemleri ile (Aklıma gelen paratoner benzeri bir sistem işin uzmanları daha iyi bilir) ilgili bir an önce üretim çalışmalarına hazırlığı yapılan yeni dünya yönetim sistemine. karşı her yönden hazır olmak için başlanılmalıdır.
6. Merkez Bankası ve ekonomi bakanlığı hayatımıza giren ve bundan böyle dolaşımı gizli tek merkezden yapmaya karar verilip deneyip başarılı oldukları sanal para, kripto para ,dijital para ,adına ne denilirse denilsin bu konuyla alakalı acil alt yapı çalışmalarına başlanılmalıdır.
7. Başta toplumların yaşamsal ürünlere erişimini zorlaştırarak toplumlarda paniklemeden kaynaklanan ve farklılıkları kaşıyarak iç karışıklıklar çıkarmaya çalışacaklardır.Bu konularda dikkatli olunmalıdır.
Yaşadıklarımız,bize birşeyi çok açık net gösteriyor,bundan böyle hayat,küresel kölecilik isteyenlerle onlara karşı duracak olan yerli ve milli duruşun mücadelesi şeklinde geçecektir.
Dünyadaki bu olup bitenler ile birlikte ülkemizin geçmişten geleceğe siyasi analizini geniş bir pencereden bakarak yapmaya gayret edeceğiz.