SİYASET,
PSİKOLOJİK HARP HALİNE SOKULMAMALI.
Ne yazık ki az gelişmiş ve eğitim düzeyi düşük ülkelerde siyaset kıyasıya bir mücadele ve savaş alanı gibidir. Öteleme, nefret ve kamplara ayırmak gibi unsurlara sarılarak icra edilir siyasi taktikler.
Hatta herkesin çok fazla politize edildiği toplumlarda siyasetçiler Psikolojik harp tekniklerini bile kullanmaktan geri durmazlar.
1-Psikolojik Savaş yöntemlerinden biri kara propagandadır.
Kara Propaganda siyaseti bir savaş haline getiren politikacılar için çok güçlü bir silahtır.
Politikayı bütün değerlerin üstüne çıkararak tek amaç haline getiren siyasetçiler kara propagandayı kullanarak düşman gibi gördükleri diğer siyasi kişi ve grupları sürekli olarak hain, bozguncu ve dış güçlere hizmet eden gafiller şeklinde niteleyerek, kodlayarak onlara karşı toplumsal bir nefret yaratmak çabasındadırlar.
Psikolojik harp açmış olan siyasetçi rakiplerine karşı olumsuz çağrışımlar içeren bazı özel kavramlar kullanırlar. Rakiplerinde hiç olmayan özellikleri sanki varmış gibi sürekli tekrarlarlar. Bu sayede zihinlerde negatif imaj oluştururlar.
Basın yayın yani medya gücünü ele geçiren, sadece kazanmak için her hamleyi mubah gören ilkesiz politikacı, kara propaganda sayesinde bütün yanlışların sebebi olarak rakiplerini işaret eder. Çoğunlukla propaganda yaparken, ülkede ki bütün olumsuzlukların kaynağı olarak rakiplerini işaret ederler. Siyasi rakipleri dış güçlerin uzantısı anlamına gelecek kodlamalarla sindirmeye çalışırlar.
Sürekli tekrar, sürekli tekrar yaparak anlattıklarının gerçek gibi görülmesini sağlayama çalışırlar. Demokrasinin temelini dinamitleyen ve toplumu düşman kamplara bölen işte bu kara propagandadır.
2-Psikolojik savaş yöntemlerinden bir tanesi kontrollü gerilim stratejisidir.
Kaybetmemek, siyasi ve ekonomik gücünü elde tutabilmek için toplum nezdinde gerilimi devamlı olarak artırırlar. Gerilimden çıkar elde ederler, saflarını sıklaştırmak için kendisi gibi düşünmeyen herkesi çeşitli bahanelerle karşı taraf ve düşman şeklinde kategorize ederler.
Kontrollü gerilim, güçlü tarafın egemenliği elinde tutmak için geliştirdiği bir yöntemdir, kısa vadede sonuç verir. Cahil ve analiz yeteneğinden mahrum yığınlar harekete geçer, komşu komşu ile, baba oğul ile, arkadaş arkadaş ile zıtlaşmaya ve ayrışmaya başlar.
3-Psikolojik savaşın saldırı ve savunma silahı; Medya, tek taraflı eğitim, itham, kodlama ve provakasyondur. Beyin yıkamak, milli ve dini argümanları kullanarak kitleleri kendi yanında tutabilmek temelinde gelişir. Beyazı siyah olarak takdim etmekten, bilgi ve belgeleri gerçek mahiyetinden farklı yorumlamaktan hiç utanmazlar. Kendi çelişkilerinde bile bir hikmet aranmasını beklerler.
4-Psikolojik harp metotlarından birisi de korkutmak ve tehdit dir.
Yoğun tehdit ve müdahale korkusu ile yüz yüze bırakılan edilgen yığınlar; bozulan psikolojik şartlarla hafızaları silinmiş, analiz yeteneği kaybolmuş, algı ile sınırlanmış bir hal alırlar. Eğer böyle olmazsa şöyle olacaktır şeklinde hüküm empoze edilerek ihtimaller sıralanır ve siyasetçi kendisini kurtarıcı olarak lanse eder.
Sonuç; Politik mücadeleyi kansız bir savaş gibi gören siyasetçiler, ister istemez savaşın düşman tarafını teşekkül ettirecek, toplumu ayrıştırarak kendi yandaşlarını kendilerinden olmayan herkesi düşman gibi görerek o şekilde muamele yapmalarını sağlayacaktır.. İşte az gelişmiş toplumların felaketi bu anlayışta gizlidir.