Sur içindeki eski Urfa bir ortaçağ şehri. Bir Roma, bir Kudüs kadar güzel ve kadim...
Eski Urfa tarihin vefasız alçak hükmüne yenilmiş. Gelen vurmuş giden vurmuş. Şehir son 50, 60 yıldır yıkılmış, yağmalanmış...
Şimdi Göbeklitepe ile daha eski, daha tarihi daha dinsel ve kültürel... Daha doğrusu büyük bir tarihi ve turistik dinamiğe sahip.
Eski Urfa'dan sur içindeki urfa'dan artık ellerini çekmeli siyasiler, müteahitler, rantiyeciler. Şehir korunmaya alınmalı, yıkılan evler, hanlar aslına uygun yeniden inşa edilmeli. Sit alanı içindeki AVM ler, betonarme yapılar yıkılmalı, Karakoyun deresi yeniden urfa taşı ile ıslah edilmeli. Şehrin 7 kapısı yeniden ayağa kaldırılmalı. Sur içindeki trafik kaldırılmalı.
Bütün bunların yapılması gerektiğini herkes biliyor. Herkes konuşuyor. Ama yapacak irade bulunmuyor. Ayrıca bunlar zor işler de değil. Birkaç yıllık çalışma ile yapılabilecek şeyler. Yapı ve insan malzemesi şehirde fazlasıyla var. Tarihinde hiç olmadığı kadar taş ustası Suriyeli yaşıyor şehirde. Hem de öyle ustalar ki, taşı şiir gibi işliyorlar. Urfa taş ocakları yalnız Urfa'ya değil Mardin'e bile çalışıyor... Eksik olan tek şey bir yanı yıkık, bir yanı ayakta olan bu şehre aşık olmak, aşkla bu işe girişmek, engel tanımamak. Şehri yeniden ihtişamlı günlerine döndürmek.
Mevcut Belediyemizin bunu yapacak sevgi ve iradeye sahip olduğunu düşünüyorum. Duyarlı mimarı, mühendisi, kültür adamlarıyla insan potansiyeline sahip bir şehir. Yeter ki irade olsun yeter ki aşk!