Doğum: 1900 Vefat : 1973
Sadık Taşucu 1900 yılında Taşucu’nda doğmuştur. Padişah Fermanı ile paşalık unvanı almış, Taşucu’nun en varlıklı ailesinden Hacı Paşa’nın ilk karısı Çavuşbucağı Köyünden Fatma Hanımın oğludur. Ailesinin imkânları olması dolayısıyla tahsilini Beyrut’ta yapmıştır. Burada Fransız kolejinin orta kısmını bitirdikten sonra Taşucu’na dönmüş, fabrikanın başına geçmiş, ticaret ve çiftçilik işlerine başlamıştır. Babasından kalan çok büyük arazileri vardı. Ayrıca akaryakıt bayiliği (petrol istasyonu) yapıyordu. Milli Mücadelede önemli görevler yapmış Adana milletvekili (mebusu) Eşref Akman’ın kızı Besime Hanım ile evlenmişti.
Silifke ve Taşucu’nda o gün için yadırganacak kadar asri (modern) bir yaşantıları varmış. Hatta babası Hacı Paşa bile “bu bizim oğlan asri hayata çok düşkün” der üzülürmüş.
Sadık Taşucu’nun yıldızı Atatürk Mersin’e geldiğinde O’nu Silifke’ye davet eden heyetin içinde olması ve burada göz doldurmasıyla başladı. Zaten 1923 yılından beri İçel Gazetesi adıyla bir gazete yayınladığı için gıyaben tanıdığını sanıyorum. Çünkü o yıllarda gazete yayını her ilde yoktu.
Yolun bozuk olduğu gerekçesiyle Atatürk’ü telgrafla davet etmek isteyenlere karşı İl Genel Meclisi üyesi olan Sadık Taşucu bunun saygısızlık olacağını söyleyerek Taşucu Nahiye Müdürü Yusuf Bey’i, Belediye Başkanı Molla Duran Mustafa Efendi ile bir heyet oluşturarak Mersin’e gidip Atatürk’ü Adana milletvekili Niyazi Ramazanoğlu aracılığıyla aldıkları randevu ile bizzat davet ederler.
Mustafa Kemal’in Silifke’den ertesi gün Taşucu ziyareti ve Sadık Taşucu’nun evinde kalması güven ve samimiyeti daha da artırmıştır.
Daha önce Silifke’de valilik yapmış olan mevcut hükümetin Ziraat Bakanı Zeki Bey Tekir köyündeki Bodasaki çiftliğini tavsiye etmişti. 29 Şubat’ta konukseverliğinden ve ilgisinden memnun olduğu Sadık Taşucu’nu da yanına alarak çiftliği görmeye gitmesi İçel’de bir Sadık Taşucu efsanesinin doğmasının habercisiydi.
Çiftliğin ihaleye çıkarılması ve işlerin takibinde Mustafa Kemal Sadık Taşucu’nu vekil tayin etmişti. Sadık Taşucu böylece hem Atatürk vekâlet verirken, hem de ihaleden sonra tapuyu Atatürk’e götürürken Çankaya’da misafir edilmişti.
Yazının devamından anlaşılacağı gibi olumsuz gelişmeler olmasa gerek çiftlikte gerekse Taşucu’nda Cumhurbaşkanlığı köşkü yapılacaktı. Yaz aylarında ve tatillerde Cumhurbaşkanı Silifke’de bulunacak ve Akdeniz bölgesinin kaderi değişecekti. Bununla ilgili yer ayrılmış vilayet mühendisi Behram Bey ve Macar mimar Radomesko tarafında proje çalışmaları yapılmıştı.
Bu arada çiftliğin işlerini Sadık Taşucu yürütmekte idi. Ayrıca Sadık Taşucu Latin harflerine geçilinceye kadar İÇEL adında bir gazete de çıkarıyordu. Aynı zamanda Cumhuriyet Halk Fırkası İl Başkanlığını da yürütüyordu.
Mustafa Kemal 13 Mayıs 1926 da geldiğinde de Sadık Taşucu ile çok samimiydi ve onun evine inmişti.
Ancak Sadık Taşucu partideki diğer güçlü insanlara ve milletvekillerine göre çok gençti ve tecrübesizdi. Ama İl Başkanı olması, 1923 yılından beri Gazetesinin bulunması, zengin Paşa çocuğu olması ve hepsinden önemlisi Ben Mustafa Kemal’in vekiliyim havasında olup hesapsız davranışlarda bulunması Ankara’ya iletiliyordu.
Bu ve benzeri davranışlar Sadık Taşucu’nun önce çiftlikteki yetkilerinin elinden alınması, sonra da Cumhuriyet Halk Fırkası İl Başkanlığından ayrılmasıyla son buldu. Sadık Taşucu 1927-29 yılları arasında Taşucu Belediye Başkanlığı yaptı. Bu sırada Mustafa Kemal ile aralarındaki soğukluğu gidermek için türlü girişimlerde bulundu. Ama artık hiçbir şey eskisi gibi olmadı.
Bu arada evden çıktıydı, çıkmadıydı münakaşası yaparak Silifke valisi Sait Bey ile kavga edip Valinin eşyalarını kapıdan pencereden atması hem İçel bürokrasisiyle hem de Çankaya ile arasının tamamen bozulmasına yol açtı.
Bu arada 1930 yılında kurulan Serbest Fırkanın Samsun ve Silifke’de Belediye başkanlığını kazanması Ankara’yı rahatsız etti. Bu sonuçta Sadık Taşucu’nun gizli desteğinin ve CHF aleyhine çalışmasının, hatta yeni harflerle sadece bir sayı İÇEL gazetesi çıkarmasının ve gazetede Halk Fırkasına akıl verici, tenkit edici yazılar olması bardağı taşıran damla olarak değerlendirilebilir.
Genç, heyecanlı ve tecrübesiz Sadık Taşucu Mustafa Kemal’in üçüncü gelişinde (11 Şubat.1931 ) şehirdeki sekiz taksiden ikisini kiralamış ve valilik Atatürk’ü karşılamada kullanmak için istediği halde valilik emrine vermemiştir. Bunlardan Mustafa Kemal’in haberi oluyordu. Hatta iskeleye çıkacağında Sadık Taşucu yine eskisi gibi elini uzatarak çekmek istemiş ve Mustafa Kemal elini vermemiştir. Sadık Taşucu bu defa heyeti tanıtmak için söze girmiş, ancak Mustafa Kemal takdim belediye Başkanının görevidir diye terslemiştir. Sadık Taşucu durumu toparlamak için heyetle Silifke’ye gitti. Türk Ocağında sigara içmek için yeltenen Mustafa Kemal’in sigarasını yakmak için yanaştı ama Atatürk “sigaramı kendim yakarım” diyerek yine tersleyince heyetten ayrılarak evine gitmek zorunda kaldı.
Sadık Taşucu bir müddet sonra Cumhuriyet Halk Fırkasından ihraç edildi. Ama tanıyanların söylediğine göre ölünceye kadar Cumhuriyet Halk Fırkasından ayrılmadı.
Sadık Taşucu’nun evi Taşucu’nda ve yayla olarak da Gökbelen’de bulunuyordu. Silifke’de sonra Ziraat Bankası ve Dershane olan Taşucu caddesindeki milletvekili Hafız Emin İnankur’un evinde kirada oturuyordu. Daha sonra Silifke’de şimdiki Belediye binasının karşısında daha sonra Emlak Bankasına satılan yerde güzel bir evi vardı. Burası şimdi de Küçükhacıkasaplara ait bir markete dönüştürüldü.
Gökbelen yaylasındaki meydanda ağaçların muhtarlıkça satıldığını duyunca gerekli parayı ödeyip ağaçları kestirmediği ve buğun köy meydanındaki asırlık ağaçların onun sayesinde ayakta kaldığı Sadık Taşucu’nun çevreci kişiliğine güzel bir örnektir.
Sadık Taşucu artısıyla eksisiyle bir döneme damgasını vurmuş kentimizin yetiştirdiği önemli şahsiyetlerdendir. Tanıyanlar iyi bir insan olduğunu ama siyaset mücadelesinde acemiliğinden, kendine duyduğu yüksek güvenden, kurt politikacılarla başa çıkamadığını ve bazı yanlışlar yaptığını anlatırlar.
Sayfamda O’nun derleme de yaptığını “Çiçekler İçinde Menevşe Baştır” türküsünün onun adıyla repertuvara girdiğini bir ara yazmıştım.
1973 yılında vefat eden hemşerimiz Sadık Taşucu Silifke Asri mezarlığında toprağa verilmiştir. Ruhu şad, rahmeti bol olsun.