Bu sabah bu programı izlerken ilk kez deprem acısı ile irkilmedim.
İlk kez içim yanmadı, yüreğim burkulmadı.
Aksine, keyifle ve gururla seyrettim.
Farkında mısınız bilmiyorum; Sn. Rektör son derece gösterişsiz ve vakur bir biçimde ve doğrudan sonuç odaklı işlere imza atıyor.
Ne siyaset yapıyor, ne bilgelik taslıyor.
Ne yüksünüyor, ne yakınıyor.
Bu iyi bir şey.
Hem de çok çok iyi.
Lojman, altyapı, çevre ve su gibi ciddi sorunlara ve psiko sosyal travmalara rağmen, uzlaşmacı yaklaşımı ile üniversiteyi deprem öncesine, hatta bazı hususlarda o günkünden de ilerisine taşımaya çalışıyor.
Dert yanmak yerine görev ifa...
Çöken altyapı yenilendi, göçen yollar tamir edildi, öğretim elemanlarına lojman, öğrencilere güvenli yurt için her türlü girişimler...
Bunları yaparken ölçü ve ayarı asla kaçırmadı.
Ne geride kaldı ne ileri fırladı.
Muhtemelen bu yazıdan da haz etmeyecek.
Rasyonel açıklamalar ve çalışmalar hedefleyenlerin ortak tavrı.
Bize yabancı... Biz alışık değiliz. Sevgimiz de nefretimiz de ölçüsüz ve abartılı...
STK'lara, sanatçılara ve iş insanlarına çağrısı da oldukça anlamlı ve gerekliydi.
Son derece zarif bir çağrı.
Son derece kıymetli...
Umarım ilgisiz kalınmaz.