Mahçup sevdalar yaşardık; yüreğimizden gelen kızıl akşamların rengi vururdu yüzümüze, kulaklarımıza kadar kızarırdık. Pembe rengi ilk pamuk helvada öğrendim.
Gökkuşağını, allı güllü amcanın macunlarında; solfej anahtarını öğrenmek ise müziğe atılan ilk adımdı. Sanatı, ip baskısı ve patates baskısı ile öğrendik. Ressam edasıyla her yerimiz rengarenk olurdu. En büyük hırsızlık, kızaran patatesten çalmak. Sizi bilmem ama o nasıl bir zevk ve masum bir sadistlikse, zillere basar kaçardık, kıkır kıkır gülerek. En büyük yaramazlığım, arkadaşım Gönül'cüğümle birlikteydi ve çok kibardık. Herkesin tuvaleti geldiğinde bitmeyen arka bahçeler... Gönül’le nasıl bir baskıyla yetiştik! İlla da evde olmalıydık ve bir de eğilip bekletme ritüellerimiz vardı.
Korkumuz dağları delerdi; geç kalınca ki hala her şeye geç kalırım. Dualarımız vardı, şimdilerde cep telefonlarıyla haberleşiliyor. Bir de büyüklerin zaman çizelgesi ve arkadaş seçiciliği vardı. Sevgili büyüklerim, çok usluydum diyemeyeceğim. Küçücükken bakkal Adem amcaya giderdim; bir yerine bin alırdım. Alışveriş özgürlüğüm Adem amca ile başladı. Babama kulüp rakısının üstüyle ilk kazancımı elde ettim!
Ahh babam. Bu arada sabrı, Ramazan pidesi beklerken öğrendim. Halka içi kıyma dolu pideyi beklerken hiç rüşvetsiz hiçbir şey yapmazdım. Kız çocuklarına göre hem yaramaz hem de çok becerikliydim. Tamir ve bozma işleri yapardım ama vidalar neden artardı bilmezdim. Topraklı hatta priz çekmiş çocuktum. Önce her şeyime bağırılır sonra kabul görürdüm.
Takdir maalesef! Aşağılanmanın en alasını yaşayarak büyüdü bizim nesil. Sevgili Önder, seni de anmadan geçemeyeceğim. Mahallenin yakışıklı müzisyeni; sen gitarist oldun, ben şarkıcı olamadım. Bir şey olamadım, sanatımı engellediler, ahh ahh! Sevgiler ne güzel büyüdüm, büyüttüm içimdeki kızı. Şimdi içimde yaramazlık yapıyor; bozdu diyetini portakallı çikolatayla.
Kıymet Şahin
27.Ağustos.2024 08:49