Bugün Ömer Muhtar'ın şahadetinin 89.yılı.
1858 yılında Libya’nın Defne bölgesinde doğan, babasının erken yaşta ölmesi üzerine babasının arkadaşı Seyyid el Giryani tarafından büyütülen, köklü bir dini eğitim alan, marangozluk, demircilik ve duvar ustalığı yapan, liderlik ve saygın kişiliğinden dolayı aşiretler arasında arabuluculuk yapan, Cağbub Üniversitesinin temsilcisi olarak Mısır ve Sudan’a gönderilen, eğitiminden sonra şeyliğe atanan, Ayn Kalak bölgesine Fransız işgal güçlerinin girişini engelleyen, Mustafa Kemal'e ve Anadolu'daki Milli Mücadele'ye dini önderliğiyle destek veren Şeyh Ahmet Senusi'nin Libya'daki Senusi hareketinin ünlü komutanlığını yapan, 27 Eylül 1911’de İtalya'nın Trablusgarp’ı işgali üzerine 22 yıl sürecek silahlı direnişi başlatıp emrindeki kabileleri yüz, üç yüz atlı ya da yaya küçük gruplar halinde organize edip vurucu güç haline getiren, çok hızlı ve seri hareket eden, bu vurucu güçlerle İtalyanlara kök söktüren bu yüzden "Çöl Aslanı" diye anılan, 1923’ten 1931 yılına kadar her yıl en az elliden fazla muharebe yapan, kurduğu istihbarat ağıyla İtalyanların nefes alışını dahi kontrol eden, İtalyanların cihat hareketinden vazgeçmesi durumunda kendisine Bingazi’de köşkler, ömür boyu sürecek yüklü maaş teklifine "ben her isteyinin böyle kolayca yiyeceği bir lokma değilim. Beni kimse imanım, davam ve cihadımdan alıkoyamayacaktır” diye kükreyen, İtalyanların suikastından sağ kurtulan, 11 Eylül’de İtalyan kuşatmasını yararken yaralınıp esir düşen, yargıladığında hâkimin "cihadı durduracak bir emirname yaz seni bağışlayalım" sözüne karşılık, "her namazda Allah'tan başka ilah ve Muhammed onun resulüdür" diye kalkan parmaklarım yanlış şey yapmaz" diyerek ret eden, idama mahkûm olduğunda "ben cellatlarımdan daha uzun yaşayacağım" diyerek 16 Eylül 1931 yılında şehadete yürüyen, hem kahraman hem Sufi Ömer Muhtar'ı seviyorum.