O Bizim Ayşen'di..

Kapı çaldı. Açmaya gittim. Açacaktım ki bir daha çaldı. Söylenmeye kalmadan kapıda 8 - 9 yaşlarında bir kız, yanında otuzlu yaşlarda bir erkek, Erkek tanıdık

Abone Ol

Kapı çaldı. Açmaya ben gittim. Açacaktım ki bir daha çaldı. Söylenmeye kalmadan kapıda 8 yahut 9 yaşlarında bir kız, yanında da otuzlu yaşlarda bir erkek… Erkek tanıdıktı. Oturmuşluğumuz, dertleştiğimiz yoktu, ama çarşıda, sokakta karşılaşmış, selamlaşmıştık. O da beni tanıyordu, ben de onu.

Nerede çalıştığını da biliyordum. Araba yıkamacıda çalışıyordu. Belki de burası kendinindi, bilmiyorum. Daha doğrusu merak etmedim. Beni iyi karşılıyor, çay söylüyordu. Hiçbir gidişimde benimle oturmadı, benimle çay içmedi. Elinde hortum, fırça, bez, durmadan çalışıyordu.

Kapı açılır açılmaz gülümsedi.

Kızın elinde sıkıca tuttuğu küçük bir paket vardı. Yanlış gelmiş olabileceklerini düşündüm önce. Tam soracaktım ki içeriden kızım geldi, “Aaaa, hoş geldiniz,” dedi. Yanlış gelmediklerini anladım. İyi ki sormadım. Ayıp olacaktı.

Kızımın arkadaşı olduğunu anladığım elinde küçük paket olan şirin kız, ayakkabılarını çıkardı, içeriye girdi. Baba girmedi. Buyur ettim, gelmeyeceğini söyledi. Kurduğu birkaç cümlelerin bir tekini anlamadım. Tuhaf konuşuyordu. Tekrarlamasını istemeye utandım. Zaten fazla beklemeden izin istedi gitti.

Kızımın doğum günüydü. Kendi aramızda kutlayacaktık. Ancak okulda, aynı sırada oturduğu Ayşen’e bugünün doğum günü olduğunu söyleyince Ayşen geleceğini söylemiş. Babası da eve kadar ona eşlik etmiş.

Ayşen’in babasını her gördüğümde selamlaştık, sohbet ettik. Söylediklerinin çoğunu anlamadığım halde anlamış gibi yapıyor, anladığım birkaç kelimeden yola çıkarak diğer cümleleri tahmin ediyordum. Muhtemelen anlamadığımı biliyordu, ama o da pek oralı olmuyordu.

Geçen gün işimin olduğu bir kamu kurumuna gittim. Birkaç dakikalık işim vardı, ama bir saat beklemem gerekiyordu. Boş bulduğum sandalyelerden birine oturdum, sıramı bekledim.

Yaklaşık beş dakika geçmişti ki orta boylu, saçları dümdüz, yüzünde hafif bir makyaj olan esmer güzeli bir kız bana doğru geldi.

Önce görmezden geldim, fakat kız iyice bana sokulunca ister istemez ayağa kalktım, göz göze geldik.

Tahminim on saniye kadar bakıştık. Daha önce hiç görmediğim kızın aklından ne geçirdiğini bilemiyordum, ama ben iyice rahatsız oldum.

“Beni tanımadınız mı?” dedi.

Kusura bakma demeye kalmadan, “Ben Ayşen,” dedi.

Aradan geçmiş bunca sene. Bir kez gördüğüm, üstelik 8,9 yaşlarındaki bir kızı nereden hatırlarım.

Ayşen o Ayşen’di. Doğum günü babası ile kapıya dayanan Ayşen.

Ben de o bendim.

Önce utandım, sonra sevindim. Üniversite okumuş. Memur olmuş. Evlenmiş. Çocuğu var.

Babasını soramadım. Deprem…