NİHAT ÇETİNKAYA DA GÖÇTÜ BU DÜNYA'DAN

Abone Ol

Aslın'da uzun bir yazı yazacaktım ardından... Aşağıdaki fotoğrafa rastlayınca yazamadım... 70'li yıllarda Hürriyet'te tam sayfa çıkmıştı bu fotoğraf... Kabzeyi tutan o koca yürek Nihat Başkan'dı... Ülkücü ağabeylerine demir borularla arkadan saldıran yeni yetmeler iyi baksınlar bu fotoğrafa... Mevzisi bile yoktu Nihat Başkanın, bulvarın ortasında tek başına, korkusuzca er meydanında idi... Ölümle yapılan dans böyle bir şeydi işte...

"Yıldırımdan tipiden kasırgadan yılmayan / Ölümlerle eğlenen tunç yürekli Türkler"den biriydi Nihat Başkan.

Sanırım beş yıl önceydi... "Boraltan Köprüsü" romanımı yazıyordum... Telefonla aradım... Derin bir ah çekti ve polisin kendisini ilk gözaltına alma olayını anlattı:

"Iğdır'da Ülkü Ocağını kurmuştuk... On beş kişi toplandık, Aras Nehri kıyısına gittik... Ben kısa bir konuşma yaptım. Boraltan Köprüsü faciasında can veren şehitlerimizi andık... Iğdır girişinde polis bizi toplayıp karakola götürdü... "Nereden geliyorsunuz?" diye sordular... Ben de konuyu apaçık anlattım...O gün karakolda tuttular bizi, ertesi gün bıraktılar."

Ve Üniversite yılları...
Atsız Hoca ve Türkeş'in yolları ayrılırken Nihat Çetinkaya buram buram Türk kokan yüreği ile Atsız Hoca'nın yanında saf tuttu... Ölümüne kadar da en yakınında bulundu.

70'li yıllarda Ülkücülük kavramı Türkçülüğü bastırmıştı... Nizamı Alemcilik çıktığında ise tümden unutulmuştu... "Türkçü kim?" sorusu sorulduğunda Nihat Çetinkaya aklımıza ilk gelen isimdi.

"Nerde kaldı o çağlar ki
Analar kurt doğururdu..."

Git güle güle Nihat Başkan, mekanın cennet ola!..

Alper Aksoy