Geçtiğimiz hafta sonu Gap gazeteciler birliği genel başkanı değerli dostum; Zeynel Abidin Kıymaz'ın daveti ile katıldığım bir dizi etkinlikte Kahta, Nemrut ve turizm eksenli bir çok konuya tanık olurken yeni dostluklara ve Adıyaman ile ilgili yeni tespitlere ulaştım. Zeynel Abidin Kıymaz'ın Adıyaman'ın Ata Demirer'i olduğunu,
Hüseyin Hanol gibi Neşet Ertaş ekseninde bir halk ozanımızın olduğunu öğrendim.
Kemal Kutlu'nun Kâhta’da Besni tabiri ile yıkılmış evlerin direği olduğunu gözlemledim. Gap Gazeteciler Birliği'nin Bölgesel oluşunun tescilinin ise
Yaşar İçen hanımefendi gibi Diyarbakır'ın usta ve cesur kalemini bünyesinde bulundurmak olduğuna şahit oldum.
Kemal Öner gibi bir dostun her zaman anti depresan yerine geçtiğini Tayfun Güzel'in ise soyadının bir tesadüf olmadığını öğrendim.
Öncelikle davet her ne kadar sayın Kıymaz'dan gelse de asıl ev sahipliğini Kahta gazeteciler cemiyeti Başkanı Kemal Kutlu yaptı. Kahta'da kendine edindiği vizyonun olgunlaşmış
meyvelarını toplar gibiydi. Ağır ve saygın duruşu her yerde fark ediliyordu. Konaklamak ve geziler için merkez seçilen ''Oy Fırat'' hotel sahibi Abuzer Aydın'ın sofrasının
genişliğine şahit olurken bir türlü sönmeyen sigarasının nedeni inşallah Kahta'da Turizm sektörünün girdiği bunalımın yansıması değildir.
Bizde bi söz vardır;Ölüler bellermiş ki,diriler hergün helva yiyor.
Zaman zaman Besni'nin siyasi sahipsizliğine vurgu yaparken bu konuda Kâhta’nın yoğurdun kaymaklı tarafını yediğinden bahsederim.
Konulara yakından baktığımda onlarında bizimki kadar olmasa da sorunlarının çözülemediğini fark ettim.
Özelleşen nemrut girişinin paralı olması belki bir nebze kabul edilebilir ama 25 tl olması hangi ölçü, karar ve kanunla belirlenmiş kimse bilmiyor
Bunun dışında geçiş için bilet almada ki karmaşıklık ise yönetim beceriksizliğinin apaçık bir göstergesi.
16 yıl önce ziyaret ettiğimde dile getirdiğim konu ise aynı çerçevede olduğu gibi duruyor.
Malatya tarafından gelenler 25 metreye kadar arabayla çıktıkları gibi öyle ücret falan da ödemiyorlar. Allah'ta Cendere köprüsü, Kahta kalesi ve Karakuş tepesi gibi yerler varda
Nemrut Kâhta’nın sayılıyor. Mazallah bunlar olmasa Malatya'nın elinden Nemrut'u kimse alamazdı.
Sonuç olarak Kâhta’da turizm konusunda çalınan maya kaymak tutmamış.
Dağın eteğine yapılan yatırımlar Güneşin hem batışı hem doğuşunu bir gecelik konaklama ile sağlaması iyi bir düşünce olsa da bu anlamda gerekli rağbeti görememesine üzüldüm.
Bir ilçe turizm konusunda nasıl marka olur, nasıl belirginleşir ; Bunu Kırıkhan'da Beyazıt Bestami hazretleri türbesini ziyaret edenler, Darende'de Somuncu Baba kompleksini gezenler temizlik, ulaşım park vs konulardaki farklılığı mukayese edebilirler.
Bu Nemrut’a 3. çıkışımdı ilki 30 diğeri 44 ve sonuncusu 59. yaşıma nasip oldu. Son çıkışım oluşunu zaman zaman keh nefeste kaldığımda yol arkadaşlarım Kemal Kutlu ve Yaşar İçten Hanımefendiye fısıldasam da tüm zorluklara rağmen çıktığım zirvede güneşin doğuşuna ''La İlahe İllallah'' derken tüm yorgunluğumun çıktığını fark ettim.