Doğru Sandığımız Yanlışlar:
"MUHAFAZAKAR"LARIN ŞEKSPİR ve İNGİLİZCE KANDIRMACASI
Güzel Türkçemizdeki Arapça ve Farsça işgalini devam ettirmek isteyen "Muhafazakarlar" şöyle bir örnek verirler:
"Şekspir'i bugünkü İngilizler anlıyor ama biz Tanzimat edebiyatçılarını bile anlamıyoruz, nesiller arasındaki köprüleri yıkmayalım."
Bu savunma doğru sandığımız yanlışlardan biridir. 68 ve 78 kuşağını bu sözlerle Arapça ve Farsçaya bağladılar.
12. yüzyıla kadar olan Türkçeyi bugünkü kuşaklar hemen anlar. İşte size Yunus'tan bir örnek:
"Karlı dağların başında
Salkım salkım olan bulut
Saçın çözüp benim içün
Yaşın yaşın ağlar mısın"
12. yüzyıldan başlayarak Türkçe Arapça ve Farsçanın işgaline uğradı. %50 Arapça, %45 Farsça, eh işte %5 de Türkçe.
1908 yılında ders kitaplarında yer alan bir cümle:
“Ol şeb-i hayır ki bir sabâh-ı felâhın miftah-ı zafer-küşası idi. Şehriyar-ı Gazi Hazretleri cebin-i taarru-u iftikarı, zemin-i şeffu-u istinsardan kaldırmayıp...”
Selçuklu ve Osmanlı döneminde Türkçemizin nereden nereye geldiğini gördünüz değil mi?..
Şimdi "Nesiller arasında köprüler yıkılmasın" sözünün bir kandırmaca olduğunu anladınız değil mi?..
Sizlere Şekspir ve İngilizce örneğini verenlere hemen şunu söyleyin:
"Ey Arap ve Fars milliyetçisi olan kardeşim, İngilizce 12. yüzyıldan başlamak üzere %50 Fransızca, %45 Almanca işgaline uğramadı, ama Türkçe Arapça ve Farsça işgaline uğradı. İngiliz çocukları Şekspir'i ne kadar anlıyorsa Türk çocukları da Yunus'u ve Karacaoğlan'ı aynı oranda anlıyor. Türkçe'nin İstanbul'dan kovulup dağlara sığındığı dönemi 'Osmanlı Türkçesi' diyerek bizi kandırmaya çalışma!.. Biz Türkler 700 yıl süren Türkçe sürgününü bitirmek istiyoruz, Yunus'un ve Karacaoğlan'ın Türkçesine yeniden dönmek istiyoruz, Atatürk'ün "Dil Devrimini" yaşatmak istiyoruz."