Bugün 29 Ekim, küllerimizden güçlü ve hür bir vatan inşa edişimizin 100. Yıl Dönümünü gururla kutlarken, 85 milyon olarak Türkiye Yüzyılı Vizyonu ile de her alanda tam bağımsız, daha güçlü, daha müreffeh, daha itibarlı bir TÜRKİYE için birlikte çalışacağız.
Türk Milletinin iradesini temsil eden TBMM tarafından 29 Ekim 1923 de cumhuriyetin ilanıyla birlikte ilk Türkiye Cumhurbaşkanı olarak seçilen Büyük Atatürk’ün liderliğinde yedi düvele karşı imanından ve damarlarındaki asil kandan aldığı güçle, istiklal ve istikbali üzerinde oynanan kirli oyunları bozmuş, zorluklar karşısında tek bir yumruk olarak kazandığı Kurtuluş Savaşı ile de ecdat emaneti bu aziz vatanda kıyamete kadar var olacağını bütün dünyaya göstermiştir.
Herkes şunu iyi bilmelidir ki; doğulusu, batılısı, kuzeylisi ve güneylisi ile birlik-beraberlik temelleri üzerine kurduğumuz çağdaş, demokratik ve sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti Devletini, vatanı ve milletiyle dün olduğu gibi bugün de var gücümüzle korumaya, ilelebet yaşatmaya kararlıyız.
Tek devletli, tek bayraklı, tek vatanlı, tek millet olarak, müşterek değerlere, müşterek kadere, müşterek maziye sahip, müşterek geleceğe omuz omuza el ele yürüyen, çokluk içinde birliğin örneği, benzersiz bir EBRUYUZ BİZ!..
Bu benzersiz EBRU; Balkanlar’dan Anadolu’ya oradan Kafkaslara uzanan, Orta Doğu’dan Türk Cumhuriyetlerine varan coğrafyalardaki kültürel renklerden ve yüzlerce yıldır insanımızın gönlünde yanan hikmet kandilinin ışığıyla aydınlanan hakikatlerden süzülerek oluşmuştur.
Yüzyıllardır barış, esenlik ve kardeşlik duygularıyla bir ve beraber olan bu büyük milleti kimse bölemeyecektir, parçalayamayacaktır.
Aziz milletimiz sağlam mayası, temiz mazisi, engin feraseti, derin irfanı, pulat imanı ile bütün şer odakların kirli oyunları boşa çıkartmış, dünya durdukça çıkartmaya da devam edecektir.
Şanlı tarihimize, büyük milletimize, yüce devlet geleneğimize ve kutlu medeniyetimize yakışır bir gelecek inşa etmek hepimizin en temel görevlerinden birisidir.
Siyasette, ticarette, sanatta, kültürde, ilimde, kısaca hayatın her alanında Cumhuriyetimizi yüceltmek, çağ açıp çağ kapatan bir mazinin evlatlarının görevi, tarihi ve milli bir sorumluluğudur.
Cumhuriyet, cumhurundur ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini yönetmek görevi cumhurdan sandık marifetiyle yetki alan siyaset kurumlarına ve kadrolarına aittir.
Cumhursuz bir Cumhuriyet oluşturma saplantısıyla hareket edenlerin artık gerçeklerle yüzleşip, hatalarından dönmeleri, cumhurun değerleri ve talepleri doğrultusunda siyaset belirlemeleri gerekmektedir.
Bin bir çaba ve zorlu mücadele neticesinde bu cennet vatanı bizlere bırakan başta Büyük Atatürk olmak üzere, şanlı ecdadımızı, nurlanmış şehidlerimizi, onurlanmış gazilerimizi rahmet, saygı ve şükranla yâd ediyor; ay yıldızlı al bayrağımızın bu vatanın masmavi sonsuzluğunda şan ve şerefle, ezan sesleriyle birlikte sonsuza kadar dalgalanmasını Cenab-ı Haktan niyaz ediyorum.
Bu vesile ile Rusya Ukrayna savaşını uzaması için çırpınanlar aynı gaye ile Netanyahu ve hükümetinin Filistinli çocukları katletmesini destekliyor!.. Türkiye ise herkese ve her şeye rağmen Cumhuriyetinin 100.yılı ve ‘Türkiye Yüzyılı’nda Cumhuriyetinin kurucusu Büyük Atatürk’ün "Yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesinin bütün insanlık için acil ihtiyaç olduğunu belirterek bütün insanlığın geleceği için hemen BARIŞ istiyor.
Samimiyetin, merhametin, adaletin ve kahramanlığın timsali cumhurun ecdadı tarafından gerçekleştirilen mucizenin neticesi 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun…