MUALLİM M? öÜRETMEN Mİ?
Cumhuriyetin ilk yıllarında "Muallim" yerine "Öğretmen" sözcüğü kullanalım denildiğinde hepimizin büyük Türk Milliyetçisi, Türkçü ve dahi Turancı bildiğimiz isimler koro halinde:
"Olmaaaazzz!.. Muallim türkülere bile girdi" demişlerdi.
"Penceresi cam cama muallim
Selam saldım amcama muallim
Amcan kızını vermezse muallim
Turşu da kursun fincana muallim
"Gızıl gomonist" dediğimiz isimlerin diretmesi ile muallimin yerine öğretmeni yerleştirdik, iyi de oldu.
Şehirlilierin yün çorap, köylülerin naylon çorap özlemi çektiği yıllarda (Sanırım ellili, altmışlı yıllar) Reşadiyeliler "öğretmen" sözcüğünü de türkülere soktular:
"Öğretmene varamadım
Naylon çorap giyemedim
Abum, abum, gız abum
Sebebim sensin abum"
Peki "muallim"i çöpe attığımızda Türk dünyası ile ortak bağlarımız koptu mu?
Sosyal medyayı hafife almayın. Ziya İskender bakın ne diyor:
"Bir Özbek"e "muallim" dedim anlamadı. Mantık yürüterek "Okutucu" dedim. Meğer öğretmenin karşılığı okutucu imiş. Hemen anladı."
Seyit Tosun'un yaşadığına göz atalım şimdi de:
"Aynısını ben de Turan Hoca'nın Türk Dünyası Çocuk Şenliğinde yaşadım. O etkinliğe katılan (Sanırım Çuvaş idi) bir grubun başındaki kişiye "Öğretmen" kelimesini ifade etmeye çalıştım, Hoca dedim, Muallim dedim, İngilizcesini söyledim... Ne dediysem olmadı. Sonra adam hissetti galiba "öğretici" dedi sevinçle."
Türkçü ve Turancılar "Muallim"den yana saf tutarak bizi Türk dünyasından kopartıyor solcu aydınlar yaklaştırıyormuş. Şu işe bakar mısınız?