İnadına siyasetin sonu hüsrandır. Daha önce inadın nelere mal olduğu defalarca görüldü, fakat hiç ibret alınmadı, hala aynı mantık, aynı hissiyatla hareket ediliyor.
İnadına PKK ile masaya oturuldu, uyarılar -vatan hainliği- olarak mütalaa edildi, sonunda ne oldu? PKK şehirleri silahla doldurdu, hendekler kazarak isyan çıkardı, iktidarın -ben bilirim- inadının bedeli 292 şehit oldu.
İnadına Suriye'ye ye girildi. Araplar arasındaki ihtilaflara karışmama siyaseti terk edildi, Suriye parçalandı,PKK Kantonlar vasıtasıyla devletleşme yolu açıldı.Şimdi Suriye sınırlarımızın büyük kısmında PKK bayrakları dalgalanıyor. Yandaş medya ısrarla kamuoyundan bu devletleşme adımlarını saklıyor.
Şimdi de uzmanların,askerlerin, çevrecilerin uyarılarına rağmen -inadına -Kanal İstanbul'u yapacağız deniliyor. Bazı siyasetlerden vazgeçme imkanı vardır, bazılarında yoktur. Kanal İstanbul da bunlardan biridir. Böyle bir kanal açarsanız artık bunu düzeltmenin, yanlış olduğu anlaşılsa bile telafi etme imkanı yoktur. O öyle kalacaktır.
Kanal İstanbul, Erdoğan'ın iddia ettiği gibi, sadece bir yeniden yapılaşma, yeni bir kanal açma, ekonomiye yeni bir kazanç imkanı yaratma değil. Bu aynı zamanda -boğazlar rejimini- yani Montrö'yü de ilgilendiren bir teşebbüs. Montrö ile Kanal İstanbul'un birlikte tartışılması da ikisini ayırt etmenin mümkün olmadığının göstergesi.
İkinci Dünya Savaşından sonra Stalin, "o zaman güçlü değildik, şimdi güçlüyüz" diyerek hem Kars'ı Ardahan'ı istemiş, hem de Montrö'nün Rus çıkarları lehine değiştirilmesini talep etmişti. Türkiye'yi NATO'ya iten de Rusya'nın bu talepleriydi. Türkiye, bu talepleri reddetti ama Rusya karşısında yalnız kalmamak için Batı ittifakına dahil oldu. O Rusya hiç değişmedi, şimdi de Ukrayna'yı yutmak için uğraşıyor.
Günümüzde aynı talep ABD'den geliyor, ABD Karadeniz'de -sınırlı süre kalmamak- için Montrö'nün değişmesini istiyor. Böyle bir değişiklik, Karadeniz'i iki süper gücün mücadele alanına çevirir, Karadeniz'i bir barış denizi olmaktan çıkararak savaş denizi haline getirir. Kanal İstanbul, işte değiştirilmesi-toplumsal tepkiler yüzünden- son derece zor olan Montrö'yü bir anlamda arkadan dolanma biçimi.Boğazların statüsü aynı kalacak ama Kanal İstanbul' bu statüye tabi olmadığı için isteyen Karadeniz'de istediği gibi at oynatabilecek.
Şimdilik Montrö'ye direk ilişemedikleri için bu yolu deniyorlar. Üstelik, kaybedilen İstanbul belediyesi ile yitirilen rantları bu yolla telafi edecekler. Gazeteci Murat Ağırel, Kanal İstanbul güzergahında bulunan arsaların parsel parsel kimler tarafından alındığını tek tek yazdı. Bu projenin Türk ekonomisine katacağı en küçük bir katma değer yok,tam aksine üretime ayrılması gereken milyarlar bir defa daha betona gömülecek. Çözüm sürecinde, Suriye'de yaşanan pişmanlıklar bu defa Kanal İstanbul'da yaşanacak.
İktidar rant ve inat uğruna Türkiye'nin bekasıyla oynuyor.Kanal İstanbul, dönüşü olmayan bir yoldur. Eleştirilere kulak tıkamanın, uyarıları dinlememenin maliyeti Suriye'de PKK Kantonları,Çözüm sürecinde yüzlerce şehit ve büyük bir yıkım oldu. Şimdi Türkiye'yi daha kötüsü bekliyor.Saray inadı bırakıp bir defa da uyarıları dinlemeli, hatadan dönmek yenilmek değil, fazilettir.