Monna Rossa, Sezai Karakoç'un şiirinin besmelesidir, ilk ve sonrası olmayan aşkının en yalın ve içten anlatımıdır.
Yüreğini iki avuç arasında Mona Roza'ya sunmasıdır.
Mona Roza'nın 40 yılı aşkın bir süre Sezai Karakoç'un hiçbir şiir kitabında yer almaması fotokopi ile çoğaltılıp elden ele dolaşması, internetin yaygınlaşmasından sonra çeşitli mecralarda yer almasından mütevellit bütün şiirlerinin yer aldığı kitabında yayınlanmıştır ve kitap Mona Roza ile başlamıştır.
Sonrasında yazdığı Bütün şiirlerde Mona Roza vardır.
Bütün şiirlerini Mona Roza için yazmıştır "Hızırla 40 Saat" de dahil.
Yazdıkça sevmiş, sevdikçe yazmıştır.
Olmadığını, asla olmayacağını bile bile yazmıştır.
Aşkla yazmıştır, kanayan bir yürekle yazmıştır bütün mısralarını.
Mona Roza'nın evlendiğini, yurtdışına gittiğini, çoluk çocuğa karıştığını bilmiştir ama yine de yazmıştır.
Mona Roza'nın derinliklerine inmeyenlerin kavrayacağı bir durum değildir Sezai Karakoç'un şiirlerinde Mona Roza'nın izlerine rastlamak.
Sezai Karakoç'un şiirlerinde Mona Roza'nın izlerine rastlamak şiirin ne olduğunu bilmekle değil, aşkın ne olduğunu bilmekle alakalı bir durumdur.
Şair olmuş, filozof olmuş, bilge adam olmuş ama Mona Roza'nın yüreğinin derinliklerinde gizli gizli kanamasına engel olamamıştır.
Benim de Mona Rosa ile tanışmam 90'lı yılların ortalarında Mehmet Emin palamut hocamızın vesilesi ile olmuştur. Hocamın bana okuttuğu ve sonrasında hediye ettiği Mona Roza'nın ve devamının yer aldığı 10 sayfalık fotokopi hala bende durmaktadır.
Hikaye uzundur, herhangi bir yazı konusuna sığmayacak kadar uzun. Bendeki hikayesini öğrenmek isteyenler çaya geldiklerinde hatırlatsınlar...
MONA ROZA
Mona Roza, siyah güller, ak güller
Geyvenin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah, senin yüzünden kana batacak
Mona Roza siyah güller, ak güller
Ulur aya karşı kirli çakallar
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa
Mona Roza, bugün bende bir hal var
Yağmur iğri iğri düşer toprağa
Ulur aya karşı kirli çakallar
Açma pencereni perdeleri çek
Mona Roza seni görmemeliyim
Bir bakışın ölmem için yetecek
Anla Mona Roza, ben bir deliyim
Açma pencereni perdeleri çek...
Zeytin ağaçları söğüt gölgesi
Bende çıkar güneş aydınlığa
Bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi
Seni hatırlatıyor her zaman bana
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar
Işıksız ruhumu sallar da durur
Zambaklar en ıssız yerlerde açar