Güçlerinin yani oy potansiyellerinin çok üstünde bir etki alanına sahip olacaklardı.
Örgütlü güçleri, dış destek ile birleşince basacakları havayı ve küstahlıklarını bir düşünün.
Dün TBMM’de İYİ PARTİ milletvekili Sn. Selcan Taşçı Hamşıoğlu’un konuşmasına tahammül edemeyen ve bulundukları sıralardan hakaretler yağdıran DEM’li vekilleri görünce bunlar aklıma geldi.
Düşünün eğer bir de seçimi destekledikleri ittifak kazansa idi neler olacaktı ?
Üstüne yerel yönetim seçimlerinde mevcut kazandıklarının üstüne bir de yeni yerleri bu rüzgarla kazandıklarını düşünün.
Diyeceksiniz ki Cumhur İttifakının başkan adayı kazandı da ne oldu?
Bak milletin haline ?
Ekonomi yerlerde.
Açlık ve yoksulluk nüfusumuzun yarısını pençelerine aldı.
Gençlerin ümidi kalmadı.
Eğitim iyice raydan çıktı.
Tarım perişan.
Ödemeler dengesi hala ciddi açık veriyor.
Dolar-Euro her an çıkış için fırsat kolluyor.
Siyasal islamcı kadrolar ehliyet ve liyakat gözetilmeden kadrolara atanmaya devam ediyor.
Bürokraside insiyatif kullanan yok.
Daha onlarca olumsuz işleri sıralayabiliriz.
Ama şu ihtimali unutmayalım.
Bazı sorunlar belaya dönüşünce düzeltmenin bedeli “kan” ile ödenir.
Bazı sorunlar ise zaman ve maddi kayıplarla sınırlı olur ki onların bedeli ise “terdir”.
Ve liyakatlı kadrolar, fedakarlık ve çok çalışmakta ara kapatılır.
Gemilerimizi çalıp satabilirler.
Traş olduk sayar yenilerini yaparız.
Ya tüm vatan toprağında gezen ayaklarımızı ve vatanı kucaklayan kollarımızı kesme tehditini yaşasaydık?
DEM’in havası bitti.
Her siyasi parti ben de “milliyetçiyim”, benim partimde de “milliyetçiler” var görüntüsünü verme yarışında.
Ve milliyetçiler nasıl birleşiriz sorusuna cevap arıyor.
Ümitsizlik yok!
Gelecek siyasi yapı ve ülke yönetimi Türk milliyetçilerinin öncülüğünde “millet-vatan” ortak paydasında şekillenecektir.
Hiç şüpheniz olmasın !