Bu iktidara en zor ödevler, en sıkıntılı anlarda dayatılır. Gündemde olanlar, hür aklın eseri değil. Ekonomik bağımsızlığı olmayanlardan, siyasi bağımsızlık beklenmez. Öcalan ve benzer talepler, 18 Temmuz 2000 yılında AB Türkiye görevlisi Gunter Verheugen tarafından da (Ecevit, Bahçeli, Yılmaz’a) dayatılmıştı. Hürriyet Gazetesi manşetten vermişti. Bunlara bakarak neler olabilir düşüncelerim. Çünkü ülkede sivilleşme,her alanda yok edildiği için tehlikenin boyutuna göre tedbir alacak düşünce yerleride devletleştirildi. Siyaset, kurumlar, basın, sivil toplum, spor alanları, düşünce kuruluşları, inançlar, ideoloji alanları devletleştirildi. Asıl buralara kayyum atandı. Keyfilik düşünce ürettirmez, zindanı gösterir. Kim ki kirli düzene çomak sokarsa başı derde girer. Çünkü etkin güç, dışarı sömürü güçlerle beraber hareket eder. Çıkar ortaklıkları böyledir.
Dikenin içinde gülü, gecenin içinde gündüzü aramak, çile ister.Demokrasi” düşündüğünü serbestçe söylemektir. Yasal olan budur. Bu günlere kademe kademe gelindi. Kant ” ahlakın sonucuna değil, niyetine bakmak” önemli der.
1-Zıtların bir ve benzer söylemlerde bulunması, Bahçeli, Uçum, Dem, siyasi yöneticilerinin söylemleri,
2-Toplumu ikna açısından “beka, dış tehdit,Ortadoğu’da büyüme” hayalleri,asıl gündemi yok ediyor. “Aç adam, inancını yer” diyor Gandi.
3-Sorunun muhatapları,asıl çözüm isteyenler değil,çıkar grupları ve sömürü güçleridir.
4-Sorun çıkaranlardan, sorun çözümü beklenmez.
5- Bu,iktidara dayatılan ödevdir. Dolayısı ile çözümsüzlüktür. Milletin ve TBMM de,müzakere ile alınmış bir karar değildir.Gizli, kapalı kapılar arasında tek adam rejimine uygun dar kapsamlı karardır.
6-Bu kadar kayyum atamaları, karşılıklı entrika oyunlarıdır, yasal ve adalet dışıdır, dayatmadır.
7- Mecburiyet bu iktidarın sonunu getirmektir.İktidar hem kendi içinde, hem kendi dışında sıkışmış durumdadır.
8-Sonuçta,iktidar bu işten ciddi oy kaybı yaşadığı halde bunları yapıyorsa, düşme korkusudur.Mecburiyet vardır.
9- Abbas yolcu kararı var ancak, gelecek iktidar nasıl ve kimle olacağı düşünülüyor. Bazen her kötülüklerde dersle, iyi şeylere umutta olabilir. Yeter ki toplumsal barışla adalet olsun, refah olsun, ülke yasal zemine otursun.
18-11-2024 Kemal ALBAYRAK